Kategoriler: Rasim Özdenören

Korku ve kaygı içinde ‘İman’

Korku ve kaygı içinde yaşayan bu iman, başvurduğu hiçbir çarede huzur bulamıyor. O, dünya nimetinin peşindedir, sırf dünya nimeti olmasından dolayı ve sırf dünya nimeti olduğu için. Dünya nimetinin peşinde olmak, ancak bir “rıza”yı elde etmeye matuf olunca kutlu bir amaç ve kutlu bir çaba sayılabilir. Yoksa dünya nimeti sırf kendi hatırı için arandığında rüzgârı tutmaya çalışmaktan başka nedir? Dünya nimeti, ancak yeni nimetler peşinde koşmasına yol açar insanın: kendine hiçbir kazanç sağlamayan, hiçbir meseret umudu olmayan yeni nimetler peşinde koşmasına

Onun, yeni bir nimet diye vardığı her başarı, aslında, gözü ile hakikat arasına gerilmiş yeni bir perdedir Aslında, bu insan, kendini hakikate ulaştıracak yolu tıkamaktan başka bir şey yapmamaktadır, farkında olmadan hakikat yolunu tıkamaya çabalamaktadır, Çünkü dünya nimetini elde etmeye yönelmiş iradesinde ‘rıza’ niyeti yoktur. Bu irade ancak, kendi kısır emelini kendi nefsaniyeti çerçevesinde seferber etmiştir.

Kısır niyetler, sadece kısır sonuçlar doğurur. Niyete bir aşkınlık yükleyerek, daha doğrusu aşkın niyetlerle yola çıkarak bereket ülkesine ulaşmak mümkünken, kendi nefsanîliğinin dar sınırları içinde kalmak insanı eşya ile kendi nefsi arasındaki çorak bir alanda bırakır. Tuhaftır ki, bu çorak arazi ona mümbit bir toprak gibi gösterilir. Çünkü yalnız gözü değil, yüreği de perdelenmiş olan bu insan kendi kısırlığını öyle görmek istemektedir. Yani kendi kendini aldatmaya baştan niyetli olduğundan, gerçekleşen husus sadece onun bu niyeti olmaktadır:kendini kandırma niyeti…

Acaba bu insan gerçekten böyle bir sonucun doğmasını mı istiyor kendisi için? Bunu nasıl söyleyebiliriz? Çorak arazi, ancak hakikati kabul etmekten kendini müstağni sayanlar içindir, insan, Rabbine dönmek için çabalar da, bazıları bunun için çabaladığını bilmez. Kendini, bu hakikati bilmekten müstağni sayar. O, her şeyi, kendi nefsi ile bu dünya arasmda olup biten bir alışverişten ibaret sanır. Bu yüzdendir ki o, kendi yö rüngesinde dönüp duran fakat bir türlü güneşe ulaşamayan dünyaya benzer. Hakikate ulaşacak döşenmiş  bir yol varken, bu insan kendi kısır niyetinin yörüngesinin cazibesi içindedir.

Kaynak:

Rasim Özdenören – Yeniden İnanmak

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce