Kolaya Kaçış

reWalls.com-13612-e1435830793148-300x189 Kolaya Kaçış

indir-6 Kolaya Kaçış

Hastalık derecesine varan ve İslâm Alemi’ni bugünkü acı durumuna saplayan psikolojik tansiyon düşüşünün bir tezahürü de kolaya kaçıştır.

Hiçbir meselede konuyu enine boyuna incelemeye yanaşmak istemiyoruz. Yolların en kolayını seçmeye yatkın bir mizacın kurbanı oluyoruz. Hatta giderek bu kolaya kaçış psikolojisi, “yol” olmayan, sadece görünüşte bir çözüm getirir gibi duran bir teklifi de hemen alternatiflerden biri gibi benimsememize sebep oluyor. Zahmetten kaçış, insan psikolojisinin sonucu. Ama bu sürekli bir kolaya kaçış demek olursa insanoğlunun, ancak, emeğiyle bir esere, başarıya ulaşacağı gerçeğine aykırı bir sınıra varır. İnsan maddî alanda olsun, manevî alanda olsun, ancak emeğinin, çalışmasının karşılığını alır, görür. Kalıcı verim, emeğinin ucundadır. Bunun dışındakiler, yok olmaya mahkumdur.

Emek ve çalışmanın da körükörüne olmaması gereklidir. İnsan çalışma konusunu çok iyi öğrenmelidir ki, belirli bir emekle en fazla verim veya belli bir verimi en az emekle sağlayabilsin. Konusuna hâkim olmayan işçinin emeğinin çoğu boşa gidebilir. Yarısı tarlaya akarken yarısı da boşa akıtılan bir su gibi.

Konuyu iyi bilmek, öğretim ve eğitimle olur. Görülüyor ki, bir eserin ortaya çıkması için iyi bir çalışma düzeni, güçlü bir eğitim ve öğretim görmüş yeterli ve yetenekli bir kadro gereklidir. Bu da yetmez. Bu kadronun yüksek ahlâklı, iyi niyetli olması da şarttır. Yoksa bütün kabiliyet ve bilgilerine rağmen, kötü niyetlilerden kurulu bir kadro, iyi bir organizasyon içinde bile, iş ve çalışma konusunun verimsizliğine yol açabilir.

Bir işin yapılması ve bir eserin doğması için gerekli bu kurallar, kuruluşlardan kuruluşlara yayılarak bütün bir medeniyetin seviyesini tayin eder.

Kolaya kaçış psikolojisi bütün bu kuralların gerektirdiği emeği ve zahmeti göze alamayıştan doğar. Bir yaygın hastalık gibi kuruluşlara geçerek bütün bir toplumu yavaşlığa, verimsizliğe, başarısızlığa, kalitesizliğe sürükler.Kalitesizlik, İslâm Aleminin en büyük hastalıklarından biri halini almıştır.

İnceleyin:  Hesap

Adam kayırmalar, hatır için, bir işi ehli olmayana teslim etmeler, hep bu kalitesizliğin ve kolaya kaçışın sonucudur.

Kalitenin isterlerine boyun eğememe, belli bir sürede gerçekleşecek olana hemeninden varmayı dileme aceleciliği veya tersine zamanında gerekli olanı yerine getirmemekten doğan telâfisi güç gecikme, kolaya kaçış için elverişli zemini hazırlayan şer unsurlarıdır.

İslâm Alemi’nin yeniden doğuşu, her şeyden önce bu kolaya kaçış psikolojisinden uzaklaşmakla ciddi olarak başlayabilir. Ruh tembelliğimizin sonuçlarına katlanmanın gerçek tevekkül olmadığı aşikârdır. Tevekkül ve kadere razı olma, elden geleni yapmış olmanın sınırından başlar.

İslâm Aleminin her tarafında bir kurtuluş hareketinin bulunduğu bir gerçektir. Ancak bütün bu hareketlerin birbirinden kopuk olmaları sebebiyle başarıya ulaşması şüphelidir. Hareketlerin kalitesi düşüktür Bütün girişimlerde kolaya kaçış psikolojisi hâkimdir. Bütün bu şartlarda, son derece plânlı ve şuurlu, bilgili ve ısrarlı olan Batılılar, nasıl yenilgiye uğratılabilir?

Peki bu durum bizi umutsuzluğa mı götürsün? Asla. Umutsuzluğa değil eksikliklerimizi idrake ve kendimizi ölçmeye. Kendimizi bilmeye. Kendimizi ve karşımızdakileri iyi tanıdıktan sonra bir çıkış yolu aramaya.Köklü, temelli bir diriliş hareketi başlatılabilir ve doğacak fırsatlar da iyi değerlendirilirse umut güneşi yeniden ufkumuza niçin doğmasın?

Parça parça olan hareketleri bütünleştirici köklü bir hareket yayılırsa Batılıların işi güçleşecektir. Bir de kendi aralarındaki ihtilâflar da zaman zaman olağanüstü fırsatlar vermektedir, İslâm Alemine. İkinci Cihan Harbi çok büyük bir fırsattı. Fakat ne yazık ki İslâm Alemi hazır olmadığı için iyi değerlendiremedi bu fırsatı.

İlerdeki fırsatların da göz göre göre kaçmaması için hazırlanması, ruh tembelliğinden sıyrılması, kolaya kaçış psikolojisinden kurtulması lâzımdır İslâm Dünyasının.

Sezai Karakoç – Sur,syf.80,81

Aldığım yer:Ali Can – Medeniyetimizin Öncülerinden 365 Fikir,syf.424,426

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir