Eski âlimlerin idealleri çok yüksekti, inanılmaz derecede gayretli idiler. Hayatlarının özünü oluşturan eserleri bunun en büyük delili ve en açık ispatıdır. Ancak onların eserlerinin çoğu kayboldu, zira öğrencilerin gayreti azaldı, artık sadece özetlenmiş kitaplar arıyorlar, kalın ve cilt cilt eserlere tahammülleri yok. Daha sonra da kendilerine okutulan kitaplarla yetinir oldular. Başka eserleri okumayı hepten terk ettiler. O eserler de yazılıp çoğaltılmadığı için yıpranıp yok oldu!
İlim arayışında mükemmel bir yol izlemek isteyen öğrencinin mutlaka nadir kitapları bulup okuması gerekir. Kendisini tam anlamıyla okumaya vermesi lazım. Okudukça âlimlerin ilimlerinde ve ideallerinde kendisini kamçılayacak, içini coşturacak, azim ve iradesini çok daha gayretli ve titiz olmaya teşvik edecek şeyler bulacaktır. Hiçbir kitap yararsız değildir.
Öte yandan, ben görüşüp konuştuğumuz günümüz âlimlerinin davranışlarından Allah’a sığınırım! Çünkü onlar da talebeye numune olabilecek bir ideal ve gayret yok! Zahidlerin de kendilerinden istifade edilebilecek dinî titizlikleri (vera’ları) yok!
Allah rızası için, Allah aşkına, mübarek atalarımızın hayatlarını iyi inceleyin! Onların kitaplarını ve anlattıklarını ciddiyetle okuyun! Çünkü onların eserlerini ciddiyetle ve sıkça okursanız, onları gözlerimizle görmüş gibi olursunuz, tıpkı şairin dediği gibi:
Göremem onların diyarını elbette gözlerimle,
Belki kulaklarımla görürüm oraları işitmekle.
Bana gelince, ben kitapları okumaya hiç doyamam, hiç görmediğim bir kitapla karşılaşınca da sanki hazine bulmuş gibi olurum.
Nizamiye Medresesi’nin kitaplığına vakfedilmiş eserlerin listesine baktım, altı bin eser vardı. Ebu Hanife’nin, el-Humeydî’nin, hocarmz Abdülvehhâb’ın, İbn Nâsır’ın ve Ebu Muhammed ibn el-Haşşâb’ın kütüphanelerindeki kitapları da inceledim. Hepsi de çok sayıdaydı. Ayrıca gidip görmem kolay olan başka kitaplıklarda da çalıştım. Yirmi binden fazla eser okudum diyebilirim, fakat okuma arzum hâlâ yatışmış değil.
Dindar büyüklerimizin hayatlarını, ideal ve gayretlerinin yüksekliğini, öğrenme açlıklarını, ibadetlerini ve ilimlerini incelerken -ki bütün bunları ancak onların eserlerini okuyan bilebilir- o kitaplardan çok istifade ettim. İşte o andan itibaren ben günümüz insanlarının bu konularda nasıl bir fıkrî yoksulluk içinde yüzdüklerini anladım. O yüzden de ilim talebelerinin ne kadar gayretsiz olduklarını fark ettim. Yüce Allah’ımıza hamd ü senalar olsun!
İbnü’l-Cevzi – Bir Alimin Günlüğü (s.494)
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…