Keşfe dayalı bir hata; içtihad işinde yapılan hata hükmündedir. Özellikle, sahibinden itap ve ayıplamanın kalkması gibi.. Hatta müçtehid için bu hususta sevap derecelerinden bir derece dahi tahakkuk eder..
Ancak, keşif ehli kimse ile müçtehidin mukallidi (uyanı) arasında bir fark vardır; Şöyle ki: Müçtehid mukallidi, müçtehid hükmündedir; kendisine sevap derecelerinden bir derece verilir. Yani: Hata takdir edilince.. Ama, keşif ehlinin mukallidi böyle değildir. Böyleleri, mazur sayılmazlar. Hatta hatalı takdir sonunda savap derecesine nail olmaktan mahrum olurlar.. Şundan ki: İlham ve keşif yollu hallerin hemen hepsi bir başkası için hüccet değildir. Ama, müçtehidin kavli, bir başkası için hüccettir.
Üstte anlatılan mana icabı olarak, birinciye (yani: Keşfe ve ilhama) hata ihtimali takdir edildiği zaman, uymak caiz değildir. Ama, ikinciye (yani: İçtihada) hata ihtimali olsa dahi caizdir; hatta vaciptir.
Kaynak:
İmam Rabbani-31.Mektup
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…