Özel Adların Bir Dilden Bir Dile Tercümesi Yapılamaz…

Kavramlar ile terimlerin tersine, Özel adların, bir dilden bir başkasına tercümesi yapılamaz, özge sözel temsilcileri bulun­maz. Bundan dolayı ALLAH’a ALLAH’tan başka bir şey denile­mez. O, Kadîm zamanlarda, insanın, özlediği, arzuladığı, düşleyip (İng: to fancy) de beceremediklerini yüklemiş olduğu üstün güçlerden -ilahlardan- apayrıdır. İlah -yahut benzeri ilke/ler-, in­sanın kendisini ölçü -insanmerkezcilik– aldığı düzlemde, üstün becerileri (İng: […]

Daha fazla oku
Tasavvufî bir terim olarak ”Rabıta”

    Dinler; “Allah’ın ahlâkı ile ahlâklanma” veya O’nu taklîd (İmitatio dio) prensibini hedef almıştır. Bu gayeyi gerçekleştirmek isteyen insa­noğlunun, sürüp giden hayatında, canlı; ve müşahhas bir modele olan ih­tiyacı, “insanın insanı taklidi” (İmitatio hominis) realitesini ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden tecrübî psikoloji, “beşer aymbiosis”nin üzerinde durmakta ve şahsiyetimizin başkalarının şahsiyeti ile karışarak şekillendiğine (ihtilat veya […]

Daha fazla oku
Özgürlük Üzerine

Müslümanın içine itildiği açmaza basit bir örnek olarak şu ‘özgürlük’ kavramı ele alınabilir.Geleneksel İslami anlayışa göre,mutlak özgürlük yalnızca Allaha aittir ve insan,İlahi niteliklere bürünebildiği ölçüde özgürlüğe ulaşabilir.Hayatına Şeriatın ve sanatına geleneksel kanunların koyduğu tüm sınırlamalar,insanın özgürlüğüne getirilmiş birer kısıtlama değil,gerçek özgürlüğe ulaşmayı mümkün kılacak,vazgeçilmez yardımlar olarak görülmelidir.Modern Arapçada ‘fredom’ sözcüğünün karşılığı olarak kullanılan)Hürriyet’kavramı,sonuç itibarıyla kişinin […]

Daha fazla oku
Vahdet-i Vücud Tevhidin Bir Cilvesidir

Hakikatin nihai tabiatıyla ilgili merkezi doktrin,genellikle  vahdetul vücud veya varlığın aşkın birliği diye adlandırılmıştır.Bu ana doktrin bazı batılı müşteşriklerin söyledikleri gibi ne panteizm ne panteizm ve nede tabii mistizm değil,şehadetin doğrudan sonucudur.O katıksız, politeizm(şirk) sayılan,hakikatin veya varlığın tümüyle bağımsız iki düzenin olmayacağı ifade eder. Buna göre,bir şey var olduğu ölçüde,Mutlak Varlıktan başka bişey değildir.Gerçekten,Şehadet Hakikati […]

Daha fazla oku
Kültür

Her ülkenin -her kavmin diyecektim- ayrı bir kültürü var. Kültür bütün tarihin eseri. Kültür, kişiliğimiz…Avrupalı eski top­rak kölelerinin veya eşkıyaların “oluşturduğu” bir toplum. İlk vasfı, istismar. Düşman bir dünyayı veya düşman bir medeniyeti. Avrupa’nın farikası burjuvazi. Burjuvazinin farikası hodgâmlık. Asırlarca esaret içinde yaşamış… insanlığa hıncı buradan geliyor. Avrupa’nın kültürü -gerçek Avrupa’nın demek istiyorum- mad­deci bir […]

Daha fazla oku
İslâm Âlimlerine Göre Ruh

Felsefe ve kelâm kitablarını incelediğimizde, bütün İslâm hükemâsının (el-Kindî, Farabî, İbn-i Rüşd, İbn-i Miskeveyh… ilh.) ruhun varlığında müttefik olduklarını görürüz. Biz, bunlardan fikirlerinin daha sistemli oluşunu dikkate alarak, önce İbn-i Sina’nın görüşlerinin bir hülâsasını vermekle iktifa edeceğiz: İbn-i Sina’ya(1) göre insan, cisimle ruhtan mürekkebtir. Cisim, nefsin çalışmasına müsait duruma gelince, ruh cisme gönderilir. Cisim, nefsin […]

Daha fazla oku
Batı Kültürünün Bugün İhtiyaç Duyduğu Şey Semavi Mesajın Özüdür

Kültür, bir zihniyet biçiminin ifadesidir. Zihniyet biçimi kültürü varlıkla, insanla, nesneyle ilişki halinde gerçekleştirir. Bu yaşantıdan doğan kültürün özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: (1)  Mitolojiden beri hız kesmeden süre gelen bilme ve anlama isteği. (2)  Bilgiyi güç, üstünlük ve egemenlik aracı olarak tanımlama ve kullanma eğilimi. (3)  Macera arzusu. (4)  Kültür ve gelenek oluşturma tutkusu. (5)  […]

Daha fazla oku
Kalp Nedir ?

Kalp dediğimiz şeyden kastımız, bir kan damlası veya bir et parçası değildir. Böyle bir kalbe bütün hayvanlar sahiptir. Öküz, merkep, deve gibi her hayvanın bir kalbi,ak ciğerleri ve bir kara ciğeri vardır. Bizim kalbden kastetdiğimiz şey, keyfiyeti tarif olunamıyan bir nurdur. İşte bir kan damlasından ibaret olan kalp, o nurun uğrağıdır. Bu nur; sonsuzdur. Göz […]

Daha fazla oku
Türklük Kavramı Üzerine

Bernard Lewis’in de belirttiği gibi, “Türk” kavramı, İslamiyet’le öylesine eş anlamlıydı ki; bilhassa Osmanlı dönemindeki Müslüman ahali “Türk” diye adlandırıldığı gibi, bir gayrimüslimin Müslümanlığı kabul etmesi de “Türk oldu” diye ifade edilirdi. Bu durum, dünya Müslümanları içinde özellikle “sine-i selase” (üç kucak) denilen üç dilden (Arapça, Farsça vç Türkçe) biri olan Türkçenin ortak dil olarak […]

Daha fazla oku
Vicdan

‘Vicdan’, Arapça v-c-d (vecd, bulmak) kökünden gelir.İîmân cevherinin farkında olmayan kişinin vicdanı olması mümkün değildir. Bu îmândan ve kendisindeki cevherden bihaber yaşayan, vicdanlıymış gibi davranan kişi imansız olduğu halde mümin gibi görünen münâfık gibidir;Din, aşk, hak, güzellik, cennet, hizmet, sevap gibi kavramlar  hâin insanların eline düştüğünde ‘su-i istimal’ edilmiş bozul-muş deformasyona uğramıştır. Bu anlam kargaşasından […]

Daha fazla oku