Çevremizde yaşayan insanların üzerimizdeki etkilen ve telkinleri bizde yeni alışkanlıklar yaratarak yeni bir karakter yapısını meydana getirebilir. Şunu da bilmelidir ki, herkes için ideal olan dengeli karakter hiçbir zaman doğuştan elde edilmiyor; ancak emekle, kendi irademizin ve kendi hareketlerimizin eseri olarak kazanılabiliyor. İnsan kendini olayların ve hayatın akışına teslim ettikçe sürekli ve sağlam bir karakterin sahibi olamıyor, ancak iç dünyamızı dışımıza ve hür irademizi bizi esir eden ihtiraslara karşı koydukça değişmez ve dengeli bir karakter sahibi olabiliyoruz.
Aklın kontrolünden geçirilen en yüksek duygusal unsurların, kendi hür irademizle yapılan sentezinden meydana gelen şahsiyet, ahlâk diliyle, iyi ve sağlam bir karakter ortaya koyuyor. Kendini kötü ihtiraslarına bırakan ve şahsiyetlerini yapmak için enerji harcamayan insanların bozuk karakter sahibi oldukları da her zaman görülen şeydir. Karakter bozukluğunu hayatta başarıya ulaşmak için silâh olarak kullananların bu hali ise, ahlâk bakımından tam bir yıkımdır. İnsana yakışan, her yerde ve her türlü şartlar altında, değişmeyip hep aynı kalan kendi gerçek şahsiyetini hareketlerinde yaşatmak ve kendi karakterini kullanmaktır.
Nurettin Topçu,Ahlak
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…