Kadir gecesi: Kulların hayatındaki İlahî tedbir ve takdire delalet eden en kıymetli hadise, Kur’an nurunun beşeriyete ulaştığı, tüm varlıklara serpildiği; Selâm’ın beşerî vicdanlara ve insan hayatına yöneldiği; yeryüzünde ve vicdanlarda gerçek barışı yayacak akîde, kavram, yasa, edeb ve terbiye şeklinin insanlığa ulaştığı İlahî ritimler yağmuru. Takdirler anı.. Manevî kıymetlerin, yasalar ve ölçülerin İlahî makamdan bildirildiği; fertlerinkini aşan daha büyük kaderlerin: ümmetlerin, devletlerin ve toplumların kevnî nasiblerinin, hatta hakikatlerin, prensiplerin ve kalblerin hisselerinin belirlendiği gece..
Ferdin kendi hayatındaki kadir gecesi, kendi tarihî ve beşerî ifadesiyle birlikte, bütün beşeriyetin Vahiy doğrultusunda tercih edilmesi. Belki de bütün faaliyetleriyle, sadece kendisine yaklaşmayı gaye edindiği ‘İlahî bir aydınlanma olayı, Nura boğulma’. Binlerce aydan kıymetli olan karanlığı çatlatıcı bu aydınlık gecede, insanın varoluş evrenini melekler doldurur. Onun gözünde, insanla birlikte kainat yeniden kurulur; insanın, anlamdan yoksun ve amaçsız varoluşu, ezelî misyonuna kavuşur.. Rahmani feyizlerle taşar bu gece. Allh’ın mesajcısı Cebrail, bir kez daha insana ulaşacak, mantığı aşan olay bir kez daha gerçekleşerek, Vahiyle insanın tarihi buluşacaktır.
Sonsuzla faninin bu buluşması, insanı, kendi ferdiyetçiliğinin kulesinde geçirdiği münzevî yaşantısından, harekete geçirici niteliğini yitirmiş zühd ve tefekkür ayinlerinin durgunluğundan çekip çıkarıp, onu bir misyonla donatmak; çatışmalarla, acılar ve gözyaş- larıyla, hicret ve Cihatlarla, kendini Hak uğruna bahşetmelerle yüzyüze getirmek içindir.
Her insanın Kadir gecesi, peygamberi bir şuûrla uyanış gecesidir. Böyle bir şuûrla donanarak, peygamberlere verasetin gerçekleştiği gece.. Bu gece, herbir ferdin dünyasında, gerçekleşeceği zamanı kollarken, ellerimiz ucundaki bir imkandır. Müminin, taşlaşmış ülkelerin kalbini ansızın parçalayan bir güneşe; ufukların donmuş yamaçlarında açan şafağın kırmızı gülüne dönüşeceği bir gece.. Bizler, Kadir gecelerimizi karşılamadayız Cebrail’in ‘Rahmani sıkmasıyla’, ‘ıkra’ ve kalem’ in bilincine varıp, insanı ve toplumu Rabbin ilmine emanet etme gecelerine bürünmedeyiz. Cebrail’in bu nefesinde, ölümden dirime geçiş..
Beşerî cehaletlerimizin ortasında, ‘ücra’ zamanlarını yaşamak. Beşeriyeti yanlışlara ve çıkmazlara götürmüş olan kalem’ şimdi, Cebrail’in temasından sonra, çağlardan ve beşeriyetten özür dileyecek, çölleşmeye yüz tutmuş zemine Vahiy bereketini serpecektir. Toptan bir diriliş gecesi: Her tendeki ruh, her coğrafyadaki toplum, her kıtadaki insanlık için hayata yeniden dönüşün bir ‘Kadir gecesi’ olacaktır. Tarihin kaderi yeniden anlama kavuşacak, “Varoluş’, ‘Kalem’in izinde gerçekleşecektir.
Sadık Kılıç, Fıtratın Dirilişi
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…