Müslümanlar olarak hayatımızın düzenlenmesinden dünyayı değerlendirme tutumlarımıza kadar her alanda bugüne kadar “itikada mı” yoksa “imana mı” daha çok imkân tanıdığımızı sormamız gerekir. Bu sorunun cevabı bizim bir ölçüde “kalitemizi” de ortaya koyacaktır.
Kuşku yok ki itikadı bağlar biz insanları birbirine yaklaştırır. Birbirimizi anlamanın, yardımlaşmanın ve müşterek bir yol tutturmanın yolu itikad birliğinden geçer. Ama yapıp ettiğimiz her şeyin motoru “imandır”..
İmana ağırlık ve öncelik vermekle kuracağımız hayat endişe, korku ve tehlikelerden korunmuştur. Herhangi bir kimse bütün insanların kardeş olduğuna dair bir itikad besleyebilir, ama mü’minlerin kardeşliği zihnin kabullerinin ötesinde bir iştiraki gerektirir. Birbirimize bazı akidlerle bağlanmak bir şeydir, fakat her birimizin emniyet içinde bulunmakla temin ettiği birlik yerine başka bir değerin ikame edilemeyeceği bir şeydir.
İsmet Özel,Taşları Yemek Yasak
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…