İslâm`da Hiçbir Eşitlik Yok!

1220099700adalet3 İslâm`da Hiçbir Eşitlik Yok!

Bu karmaşaya modern zamanlara ait kavramlar ya da modern zamanların yeniden şekillendirdiği kavramlar mı sebep oluyor?

E.sifil:Modernitenin kendini yaşanabilir kıldığı zeminler, çok önemli ölçüde kavramlarla vücut buluyor. Kendisini önce evrensel ilan ediyor. Bu kavramlara hiçbir dinin hiçbir ideolojinin itiraz etmemesi gerektiğini söylüyor. Bu kavramlar algılarımıza da yerleşince dinimizi, kendi kimliğimi, kimlik unsurlarımızı bu kavramlar zemininde yeniden yorumlamaya başlıyoruz. Bunun farkında değiliz tabii çoğu zaman.  Eşitlik bunlardan birisi mesela. Bazen vaazlarda en büyük eşitlik İslâm`dadır, en büyük özgürlük İslâm`dadır gibi sözler duyarım, kulaklarıma kadar kızarırım. Niye? Çünkü burada bir tuzak kurgu var. En güzel insan hakları İslâm`dadır dediğiniz zaman; “insan hakları temeldir, İslâm`da bunu içerdiği için kıymetlidir” demiş oluyorsunuz. En güzel, en dokunulmaz değer özgürlüktür, İslâm da bunu ihtiva ettiği için, garanti ettiği için önemlidir demiş oluyorsunuz.

İkincisi, bu dediklerinizin İslâm`la hiçbir bağlantısı yok. Şimdi eşitlik deniyor, bir tarağın dişleri gibi vs. Ama ben aklım yettikçe bakıyorum, İslâm`da hiçbir eşitlik yok. Bir kere ontolojik olarak varlıklar arasında eşitlik yok. Zamanlar var, zamanlardan üstün. Mesela Kadir Gecesi, içinde Kadir Gecesi`nin bulunmadığı bin aydan daha hayırlıdır. Ramazan, diğer on bir ayın sultanı. Cuma, altı günün sultanı. Yani zamanlar arasında bir eşitlik yok. Mekanlara bakın orada da eşitlik yok. İşte Mescid-i Haram`da kılınan bir vakit namaz diğer yerlerde kılınanlardan 100 kat daha sevaplıdır. Aynı şey Mescid-i Nebevi için de geçerlidir. Mekanlar arasında da eşitsizlik var. İnsanlara bakın, yine eşitsizlik göreceksiniz. Bir kere bazı insanlar peygamber. Geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmış. Bazıları ulul azm peygamber, onların da üstünde. Şimdi nasıl bir eşitlikten bahsedeceğiz? “Erkekler kadınlardan bir derece daha üstündür” buyurmuş Allah-u Teâlâ. Şimdi bunu söylediğiniz zaman modern Müslüman bile itiraz ediyor. Ben söylemiyorum ki bunu. Bu Kur`an`ın, Sünnet`in önümüze koyduğu realitedir.

İnceleyin:  Operasyonel Meal Yazıcılığı ya da Meal Üzerinden Din Tasavvuru İnşası

Ben erkek olduğum için bunu söylemek bana kolay geliyor, kadın olsam itiraz mı edecektim? Hayır. Kadınlarımızın da itiraz etmemesi lazım. Bu bizim koyduğumuz bir taksimat değil. Bizi yaratanın koyduğu bir taksimat, derecelendirme. Burada eşitlik görmek için kendimizi zorlamayalım. Şimdi böyle bir şey varmış gibi vehmediyoruz. Ondan sonra dönüp diyoruz ki “efendim niye bir erkek dört kadınla evlenebiliyor?” Batılıya bunu izah etmekte zorlanıyoruz. Arkasından Kur`an`ı tahrif etmeye başlıyoruz. Nasıl oluyor? Efendim işte Kur`an ikişer, üçer, dörder alın buyurmuş. Bu ayetten sonra da “eğer adaletsizlik edeceğinizden endişe ederseniz bir kadınla evlenin” demiş. Sonra başka bir ayette de buyurmuş ki “ne kadar çalışırsanız çalışın, aralarında adaleti gözetemezsiniz, tam sağlayamazsınız.”

Burada aslında farkında olmadan insanlar (haşa) Allah-u Teâlâ`yı abesle iştigalle itham ediyor. Yani bir taraftan dörde kadar evlenebilirsiniz, bu serbest. Aralarında adalet yapın ama. Öbür taraftan da ne kadar çalışsanız adalet yapamazsınız, diyen bir Kur`an. Haşa Kur`an böyle bir çelişkiden münezzehtir. Peki, nedir bu? Bu aralarında “sevgide adalette ne kadar çalışsanız eşit davranamazsınız” diyor Kur`an. O sevgide adalettir. Öbürü; giyimde, kuşamda, nafakada, muamelede adalettir. Bunu sağlayabilirsiniz tabii ki. Dolayısıyla illa eşitlik fenomenine uyduracağım diye Kur`an`ı çarpıtmaya kadar giden bir çarpılma durumu var. Neden oluyor bu? İşte bu eşitlik kavramını mutlaklaştırmaktan oluyor. Aynı şeyi özgürlük için de söyleyebiliriz. İnsan hakları için de söyleyebiliriz. Bu kavramlar temelinde biz Müslümanlığımızı baya baya bir kuşa çevirmiş durumdayız.

 

Ebubekir Sifil-Sözü Müstakim Kılmak 2

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir