Akıl Bir Şeyin İyi veya Kötü Olduğuna Hükmedebilir mi?

  Fahreddin er-Râzî   çev. M. Cüneyt Kaya Mutezile’nin, bir şeyin iyiliği veya kötülüğü hakkında hüküm verme yet­kisini akla vermesiyle birlikte kelâmın en önemli tartışma konularından biri haline gelen bu meseleye dair Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210), el-Metâ- libü’l-âliye’den alıntılanan aşağıdaki metinde analitik bir ayının yaparak aklın bir şeyin iyilik ve kötülüğü konusunda hüküm verme yetkisinin […]

Daha fazla oku
Dinin Anlamı ve Peygamberliğin Konumu

İbnü’l-Arabî *] çev. Ercan Alkan Muhyiddin İbnü’l-Arabî (ö. 638/1240) İslam entelektüel tarihinin dikkat çe­kici isimlerinden biridir. Çocukluk ve gençlik yıllarım Endülüs’te geçirdikten sonra yaşamım doğu İslam dünyasında sürdüren İbnü’l-Arabî Şam’da vefat etmiştir. Sûfî bakış açısının eşliğinde, dinî ve felsefî sorunlara dair üretken bir kimlikle -kimi zaman tartışmalara da konu olacak türde- metinler kaleme al­mıştır. Onun […]

Daha fazla oku
Ahlâkın Kökeni ve Nitelikleri*

İbnü’l-Arabî   çev. Ercan Alkan İbnü’l-Arabî (ö. 638/1240) tasavvuf geleneğinin üretken yazarlarından biri ol­masının yanı sıra teorik konularda genel kabullere yönelik yaklaşım ve temel- lendirmelerindeki farklılıkla dikkat çeken sıra dışı bir isimdir. İbnü’l-Arabî’nin hem yazarlık tecrübesini hem de düşünür kimliğini yansıtan en kapsayıcı metni el-Fütûhâtül-Mekkiyye olup, eserdeki hâkim üsluba bağlı olarak temel sorunlar farklı bağlamlarda […]

Daha fazla oku
İrade Hürriyeti ve İyi ile Kötünün Din Tarafından Belirlenmesi

    Sadrüşşerîa çev. Süleyman Tuğral Hanefî-Mâtürîdî ekolün önde gelen fakîh ve kelâmcılanndan olan Sadrüşşerîa (ö. 747/1346), et-Tavzîh şerhu’t-Tenkîh adlı eserinde din-ahlâk ilişkisiyle ilgili olarak hem irade hürriyetine hem de iyilik-kötülük (hüsün ve kubuh) mese­lelerine değinmektedir. Her iki meseleye değindiği kısımları bir bütün olarak alıntıladığımız bu metinde yazar öncelikle iyilik ve kötülük (hüsün ve kubuh) […]

Daha fazla oku
Öğretmen Peygamber (s.a.v)1

Kıymetli dinleyenler, Allah’ın selamı, rahmeti ve bereke­ti üzerinize olsun. Bugün sizinle konuşmamın başlığı: Muallim Peygamber s.a.v dır. Bu önemli konu özet ve kısa bir şekilde verilse de tek bir sohbete sığdırılamaz. Bunun için iki veya üç günde bu ko­nu ele alınacaktır. Cenab-ı Allah’a imandan sonra insana bahşedilen en iyi kişisel kazanç ilimdir. Çünkü bu varlıkta […]

Daha fazla oku
İslam’da Sorumluluk

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salat ve selam efendi­miz Muhammed’e, ailesine ve bütün ashabına olsun. Şimdi: İslâm’da mesuliyet kelimesi lafız olarak küçük (birkaç harf­ten oluşur) ama mana olarak oldukça büyüktür. Sanki o gök­lere, yere ve dağlara arz edilip de onların korkularından onu yükleme noktasında kaçındıktan ve insanın üstlendiği bir ema­nettir. Bu kelime: “sorumluluk” bazen ahirete […]

Daha fazla oku
Muhyiddin İbn Arabi – Rahmetün Mine’r-Rahman – Kur’ân-ı Kerîm Tefsiri cild:1-2-3-4-5 (Notlarım)

  Bismillâhirrahmânirrahim Hamd, evveliyetinin diğer ilkler gibi başlangıcı olmayan, en güzel isimlere ve en yüce ve ezeli niteliklere sahip olan; daha akıl, nefs, basit ve bileşik varlıklar, yer ve gökler yok iken, içindeki bütün mâlumat ile birlikte bütün âlem amâda iken var olan (el-Kain); imkân dâhilindeki hiçbir şeyi yapmaktan aciz olmayan, iradesi ile her şeyi […]

Daha fazla oku
Ateist ve Deistlerin İslâm Hakkında Sordukları Sorular ve Cevapları

  Cevapları indirmek / okumak için lütfen alttaki bağlantıyı tıklayınız. Ateist ve Deistlerin İslam Hakkında Sorduğu Sorular ve Cevapları Ateist ve Deistlerin İslâm Hakkında Sordukları Sorular ve Cevapları

Daha fazla oku
Ahmet Kasım Fidan – Sufiname

  “Öyle biri ile arkadaş ol ki sana dünya veya ahiret cihetinden faydası dokunsun, bunun dışındakilerle meşgul olmak büyük bir ahmaklıktır.” Ebü Süleyman Dârâni (k.s.)   “Bir kardeşinin evliliğine yardım etmek, sevabı çok olan amellerdendir. Hatta bazı âlimler, nikâha yardımın gaziyi teçhiz etmek veya mükâteb (bedelini ödediğinde azat olacak) bir kölenin azadına yardım etmekten daha […]

Daha fazla oku
Kaideler ve Şerhleri

  ~BİRİNCİ KAİDE Bir şeyin anlaşılmaması, o şeyin bâtıl olduğuna delâlet etmez. Bir şeyin bâtıllığı, ancak onu reddedip yok sayan kesin bir delil ile sabit olur. Burada aralarında büyük fark bulunan iki şeyin mevcûdiyeti apaçıktır ve onların bilinmesi gereklidir: ı. Bir şeyin varlığının anlaşılmaması. 2.0 şeyin var olmadığının bilinmesi. Bunların birincisinin yani “Bir şeyin varlığının […]

Daha fazla oku