Yakın Tarih
Melihşah Sezen – Mayınlı Arazide Gece Yürüyüşü...28 Mart 2025
Gizliliğinize değer veriyoruz
Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar ya da içerikler sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Tümünü Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz.
Çerezleri, platformumuzda verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için kullanıyoruz. Aşağıda her bir izin kategorisi altında, tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulacaksınız.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerinin gerçekleştirilmesinde vazgeçilemez nitelikte olduklarından tarayıcınızda saklanır. ...
Gerekli çerezler, web sitesinin temel işlevleri için çok önemlidir ve web sitesi bunlar olmadan amaçlandığı şekilde çalışmayacaktır.Bu çerezler kişisel olarak tanımlanabilecek herhangi bir veriyi saklamaz.
Görüntülenecek çerez yok.
İşlevsel çerezler, web sitesinin içeriğini sosyal medya platformlarında paylaşmak, geri bildirim toplamak ve diğer üçüncü taraf özellikleri gibi belirli işlevlerin gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Analitik çerezler, ziyaretçilerin web sitesiyle nasıl etkileşime girdiğini anlamak için kullanılır. Bu çerezler, ziyaretçi sayısı, hemen çıkma oranı, trafik kaynağı vb. Gibi ölçümler hakkında bilgi sağlamaya yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Performans çerezleri, ziyaretçilere daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmaya yardımcı olan web sitesinin temel performans indekslerini anlamak ve analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Reklam çerezleri, ziyaretçilere daha önce ziyaret ettikleri sayfalara göre özelleştirilmiş reklamlar sunmak ve reklam kampanyasının etkinliğini analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Muhammed Ali
17:14 - 13 Eylül 2014
Her bildiğini söylemek de cahillik alâmetidir. Zira âlim olan söylenmesi doğru olanla olmayanı ayırabilseydi, bazısının sonradan inkâr edilmesine, zarar ve fesat doğmasına sebep olacağını anlar, susardı. Çünkü istidatlar farklı olduğundan idrak edilmesinin de farklı olacağı aşikârdır. Birinin idrak edebildiği şey, başkasının havsalasına sığmayabilir ve söylenmesi garipsenip inkâr edilir. Resulullah Efendimiz(sas) buyurmuştur: “Delinmiş inci gibi yanı […]
Muhammed Ali
17:08 - 13 Eylül 2014
0 Yorumlar
Fethi Musuli Hazretleri bir gün etrafında oynayan çocukları seyrediyordu.Bu sırada biri gelip Hazret’e sordu: ”Heva ve heveslerine uyan,nefs ve şehvetlerine esir olanların özellikleri nedir?” Bu sırada çocukların birinin elinde ekmek,diğer birinde ekmek ve katık vardı. Katıksız olan çocuk öbüründen katık istedi.O da; ”Köprek olursan veririm”dedi. Katık isteyenin boynuna ip bağladı ve arkasından koşturmaya başladı. Musuli […]
Muhammed Ali
17:03 - 13 Eylül 2014
0 Yorumlar
Ucb ehli (kendini beğenenler) daima nefslerine bakarlar ve ibadetlerini önemseyip büyük görürler. Günah işleyenler ise her zaman korku ve ümit arasında dönüp dururlar. Kul ile Rab arasında en büyük perde ucbdur. Ucbun tek engelleyicisi günahkârlık düşüncesidir. Çünkü kendini beğenmek İnsanı Rahman yanından isyan vadisine, günahkârlık düşüncesi ise isyan vadisinden affa ve Rahman tarafına çevirir. Ucb […]
Muhammed Ali
16:59 - 13 Eylül 2014
0 Yorumlar
Ariflerden birine,filan kişi seni çok seviyor, her an seni Övüp duruyor!”dediler. Arif şöyle dedi; ‘Bilirim, o benim dostumdur.Fakat düşmanlığı belli olan şeytanla günde bin defa karşılaşmayı, onunla bir kere buluşmaktan daha az zararlı görürüm. Çünkü birbirimize yapmacık davranma sakıncası vardır.” Çünkü insan övülmeyi sever, kötülenmekten nefret eder. Övülmek için yapmacıklı davranır, kötülenmemek için halini güzel […]
Muhammed Ali
16:15 - 12 Eylül 2014
0 Yorumlar
Gözlere apaçık zahir olan Hak Teâlâ örtülü değildir. Perdeli olan ancak nefsanî sıfatlarla sıfatlı olan insandır. Hakk’a kavuşmak isteyen kimsenin öncelikle nefsanî sıfatlardan ve tabiî kesafetinden temizlenmesi gerekir. Hak Teâlâ vacibü’l-vücûd olduğundan O’nun perdelenmesi muhaldir. İnsan ise “var gibi görünen yok” olduğundan örtülür, kaybolur. Hakk’a bir şey perde olsaydı Hakk’ın varlığını kısıtlardı. Kısıtlayan ise kısıtladığına […]
Muhammed Ali
17:42 - 9 Eylül 2014
2 Yorumlar
İmam Ahmed Hazretleri,bir gün Ahmed Bin Ebi’l Havari’ye rasladı ve ondan üstadı Ebi’l Süleyman’dan bir kıssa anlatmasını istedi. Ebi’l Havarı Hazretleri söyleyeceklerinin pek acayip olduğunu belirterek: “Önce sübhanallah deyiniz!” dedi. Hanbel Hazretleri bunun üzerine uzunca bir “sübhanallah!” çekince şöyle nakletti: “Üstadım Süleyman Dârânî şöyle buyururlardı: İnsan nefsleri, eğlenceyi ve günah işlemeyi bırakır ve bu halde […]
Muhammed Ali
17:34 - 9 Eylül 2014
0 Yorumlar
‘Duanın kabulünün gecikmesi ümitsizlik ve usanç vermemelidir. Mademki Mü’min suresi 60. ayetinde duaya icabet edeceğini vaat etmiştir, kabul eserlerinin erken veya geç ortaya çıkmasında başka hikmet bulunduğu düşünülmelidir. Hekim hastanın istediği gibi değil, hastalığın gerektirdiği şekilde tedavi eder. Cenab-ı Hak da bu hikmet şifahanesinde tabii hallerin ve nefsanî arzuların hastası olan kullarına tedavi kabilinden olan […]
Muhammed Ali
17:23 - 9 Eylül 2014
0 Yorumlar
Kul mutluluğu kendi iradesinde değil, Hakk’ın iradesinde aramalıdır. Çünkü Cenab-ı Hak işlerin sonunu bilir. Başta görülen hal işin sonunu ve gerçek durumunu değiştiremedi başta kötü görülen haller, güzel ve iyi olarak ortaya çıkabildiği gibi, güzel görülen çok işlerin sonu kötü gelebilir. Bakara Suresi 216. ayeti bu hikmeti gösterir: “Hoşlanmadığınız birşey hakkında da hayır olabildiği gibi, […]
Yusuf Aslan
13:28 - 26 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Vehhabilerin temeli, üç meseledir. 1– Amel, imanın parçasıdır, azalır çoğalır. Bir farzı yapmayan, mesela farz olduğuna inandığı halde, tembellikle namaz kılmayan kimse kâfir olur. Bu kişi öldürülür, malları da vehhabilere taksim edilir. 2– Peygamberlerin ve evliyanın ruhlarından şefaat isteyen, onların kabirlerini ziyaret edip, onları vesile ederek dua eden kâfir olur. Zira kabirde olandan ve işitmeyen […]
Yusuf Aslan
13:23 - 26 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Vehhabiler, diğer bütün İslam mezhepleri gibi Kur’an ve hadisleri temel kaynak olarak kabul etmekle beraber, onları anlayıp tatbik etme hususunda sadece Abdülvehhap ve kendilerince muteber sayılan bazı kimselerin görüşlerine bağlı kalmışlardır. Buna rağmen kendilerinin itimat ettiği kimselere de tam bir bağlılıkları söz konusu değildir. Onlara göre; “Dinde onların sözleri de görüşleri de kesin bir delil […]
0 Yorumlar