İmam Mâturîdî’den Tarihselci Çıkarmak

İmam Mâturîdî son yüzyılın en çok istismar edilen İslâm âlimleri listesinin başında anılsa zannediyorum ki bu mübalağalı olmayacaktır. Ehl-i Sünnet’in iki itikadî mezhebinden birinin kurucusu olan bu mübarek imam ve eserleri âdeta Ehl-i Sünnet’in karşı olduğu tüm garabetlerin menşei gibi hilaf-ı hakikat bir sunumla takdim edilir oldu. Söz konusu istismar ve çarpıtmalar tükenip kesilmediği gibi üstüne […]

Daha fazla oku
er-Rezzâk

Şerhu’l-Esmâ adlı kitabında İmam Gazzali şöyle diyor: “er-Rezzâk” ismi, Allah’ın rızıkları ve rızık yollarını yaratıp mahlukata ulaştırmasını ve ondan mahrum bırakma sebeplerini yaratmasını anlatan bir ism-i şerifidir. Rızık iki kısımdır: Birincisi, zâhiri rızıktır ki bunlar azık ve yiyeceklerden ibârettir. Zâhirî olmasının sebebi, bedenlere müteveccih olması hasebiyledir. İkincisi ise bâtınî rızık olup mârifet ve keşiflerden müteşekkil […]

Daha fazla oku
Allah Teâlâ’yı Esmâsı ile Tefekkür

Allah Teâlâ’yı esmâsı ile tefekkür edecek olursak; “Allah Teâlâ bir tek ilâhtır. Ulûhiyyetinde ikincisi yoktur. Eşten ve çocuktan münezzehtir. Her şeyin sahibi ve mâlikidir. Ortağı yoktur. Öyle bir sultandır ki veziri yoktur. Öyle bir yapıp yaratıcıdır ki beraberinde işlerinin düzenleyicisi ve yardımcısı yoktur. Vâcibü’l‐Vücûddur. Varlığı bir başkasının varlığına bağlı değildir. Bir başkasının var etmesine İhtiyâcı olmadan vardır. […]

Daha fazla oku
el-Vedûd

Buruc/14:O, çok bağışlayan ve çok sevendir. “O” inkârına tevbe edeni ve îman edeni “çok bağışlayan” ayrıca küfür günahından  başka diğer günahlarına tevbe edeni ve dilerse tevbe etmeyeni de çok bağışlayan “ve” kendisine itâat etmeyi seveni veya tevbe edeni “çok sevendir.” Nitekim aynı mânâ bir başka âyet-i kerimede şu şekilde ifâde olunuyor: “Şunu iyi bilinki, Allah […]

Daha fazla oku
Allah’ın Zât ve Sıfatlarının Benzeri Yoktur

“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir” (Şürâ, 42/11). Hak Teâlâ en vurgulu bir şekilde kendisinin benzeri bulunmadığını bildirmiştir. Çünkü benzerinin benzeri bile bulunmadığını ifâde etmektedir (âyetteki “ke-mislihî” O’nun benzerinin benzeri demektir). Bununla benzerinin bulunmadığını (vurgulu olarak) belirtmeyi kastetmiştir. Yani mademki O’nun “benzerinin benzeri” yoktur, 0 hâlde “benzerinin” olması hiç mümkün değildir. Bu durumda […]

Daha fazla oku
Kudret ve İrade

Kudret ve irade, Allah’ın zâtına zâid sıfatlardandır. Kudret, âlemin yaratılmanın ve bu yaratıma işinin terk edilmesinin sahih olmasından ibârettir (Allah yaratmaya da yaratmamaya da gücü yetendir). O hâlde yaratmak ve yaratmamaktan hiç birisi Allah’ın zâtı için lâzım değildir. Bütün mezheplerin mensupları bu konuda hemfikirdirler. Ancak filozoflar diyorlar ki, mevcut nizâm gereğince Allah’ın âlemi yaratması zân […]

Daha fazla oku
Allah’ın Zât, Sıfat ve Fiillerinin Bir Oluşu

Hak Teâlâ’nın fiil ve sıfatı da zâtı gibi tektir ve asla çok olmaz. Yani, Allah’ın zâtı birbirinden ayrı bir çok iş ile irtibat kurduğu gibi, O’nun Fıil ve sıfatı da irtibat kurar. Çünkü bunlar hâriçte zâtın aynısıdır. O hâlde, tıpkı zâtın birçok şey ile irtibât kurması sebebiyle bir çok zâtın görünmesi gibi, Allah’ın sıfat ve […]

Daha fazla oku
Allah’ın Kelâmı ve Zaman Hakkında Özel Bilgi

Cenâb-ı Hak ezelden ebede kadar tek kelâm ile konuşandır. O kelâm bölünmez ve parçalanmaz. Süküt ve konuşmama durumu, Hak Teâlâ hakkında imkânsızdır. Hak Teâlâ üzerine zaman geçmeyeceğine göre, mademki ezelden ebede kadar olan süre tek bir ândır, o bir ânda tek ve kapsamlı bir söz (konuşma) meydana gelmiştir. Ve o söz, bağlı bulunduğu şeylerin sayısınca […]

Daha fazla oku
Allah’ın Varlığı Hakkında Özel Bilgi

Allah Teâlâ zâtı ile mevcuttur, vücüd (var olma sıfatı) ile değil. Diğer varlıklar ise böyle değildir, onlar vücüd ile mevcutturlar. Binaenaleyh, Hak Teâlâ var olma konusunda Vücüda muhtaç değildir ki, gayrıya ihtiyacı olmasın diye “Onun vücüdu zâtının aynısıdır, zâid değildir” desinler. Böyle olursa vücüdun zât ile aynı olduğunu ispat konusunda birçok delillere ihtiyacımız olur ve […]

Daha fazla oku
Gözler O’nu(c.c) İdrak Edemez

En’am 103. “Gözler O’nu idrak edemez, halbuki O gözleri idrak eder. O en ince şeyleri bilir ve her şeyden haberdardır:’ Gözler O’nu idrak edemez, halbuki O gözleri idrak eder. Denildi ki: Allah burada gözler anlamına gelen “ebsar” lafzını yaratılanlardan kinaye olarak kullanmıştır. Sanki şöyle buyurmuştur: Yaratılanlar O’nu idrak edemez, halbuki O yaratılanları idrak eder. Her […]

Daha fazla oku