Sonumuz belli ise niçin bu dünyaya geliyoruz?

Kader hakkında düşünen ve kaderin sırlarına vâkıf olmayan kişilerin, kendi kendilerine en çok sordukları ve cevabını en çok merak ettikleri sorulardan bir tanesi de şudur: “Allah benim cennete veya cehenneme gideceğimi biliyor. Ve bunu kader defterimde yazmış. O hâlde beni bu dünyaya niçin gönderiyor?” Bu sorudan anlaşılıyor ki, soru sahibi, akıbetinin ne olacağının Allah tarafından […]

Daha fazla oku
Allah Bizim Cennete ve Cehenneme Gireceğimizi Biliyorsa, Neden Bizi İmtihan Ediyor?

Doç. Dr. Soner Duman Sorunun önemi Özellikle lise ve üzeri düzeydeki gençlerimizin sıklıkla sorduğu soruların başında yukarıdaki soru gelmektedir. Bu soruya cevap verme teşebbüsünde bulunmadan önce şu iki hususun göz önünde bulundurulması gerekir: a) Bu soru aslında İslam tarihi boyunca Müslüman âlimlerin üzerinde en çok konuştuğu ve tartıştığı meselelerden birini oluşturuyor. Çünkü bu sorunun imana […]

Daha fazla oku
Alemlerin Rabbinin Varlığı ve Birliği Üzerine

Dünyayı yok iken var eden bu kudret, ne muhteşem bir kudrettir, Allah Allah! O Allah ki Hamîd’dir, Hâmid’dir, Hayy ve Ebededir. Vahîd’dir, Vâhid dir, Ferd ve Samed dir.(1)İki cihan ve güneş Allah’ın cemaline peçedir, onun güzelliğini örter. Nitekim güneşe bakalım, onun da ışığı zatına perde değil midir? Ama Allah’ın cemali sıfatlarına, özelliklerine yansımıştır; sıfatlan zatının […]

Daha fazla oku
Kitabu Kavaid’il-Akaid

  Ebû Hamid Muhammed el-Gazzâlî  BİRİNCİ BOLUM Ehli Sünnet’in İslâm’ın Şartlarından Olan Kelime-i Şehâdet Hakkındaki İnancı Yıratan, ölümden sonra tekrar hayat veren, dilediğini en güzel şekilde yapan, övülen, Arş’ıon sahibi olan, şiddetli gazabı bulunan, kullarının en seçkinlerini doğru yola ileten ve onlara bu yolda sebat veren; kendilerine Tevhid inancını nasip ettiği bu kullarına, inançlarını şüphe […]

Daha fazla oku
Kader Hakkında Bir Mesele

Önemli bir mes’ele birçok insan tarafından şöyle sorulmaktadır: – Cenâb-ı Hak ezelde ilim ve iradesiyle her şeyi tesbit ve takdir ettiğine göre, bir insanın hakkında şer işlemeyi takdir etmişse, o kimse nasıl hayır işleyebilir ve bu durumda nasıl mesul tutulabilir? Evet, Âlim-i Mutlak olan Allah-u Azimüşşân, olmuş ve olacak herşeyi, ihtiyarî ve ıztırarî bütün fiilleri […]

Daha fazla oku
Ehl-i Sünnetin İtikadi Alandaki Mutedil Yaklaşımı

Dün paylaştığım yazıda ehl-i sünnetin tarih boyunca mutedil bir yaklaşımı benimseyen, bünyesinde farklı grupları barındıran bir şemsiye kavram olduğundan söz etmiştim. Bu söylemin kuru bir slogan olmadığını ortaya koyma sadedinde bu yazıda ehl-i sünnetin mutedil yaklaşımının itikat (usulüddin) alanındaki tezahürlerinden söz edeceğim. (Kısmetse bir başka yazıda ehl-i sünnetin usul-i fıkıh alanındaki ortayolcu yaklaşımının temel özelliklerini […]

Daha fazla oku
Muhal, Allah’ın Kudreti Dahilinde Değildir

 (Gazzali ) (. . .) Denirse ki: Biz, her mümkünün Allah’m kudreti dahilinde olduğu hususunda size muvafakat ediyor (katılıyoruz), siz de her muhalin kudret dahilinde olmadığında bize iştirak ediyorsunuz. Halbuki eşya arasında muhal olduğu bilinenler var, mümkün olduğu bilinenler var, bir de aklın durup mümkün veya muhal olduğuna hükmedemediği şeyler var. Şu halde size göre […]

Daha fazla oku
Allah’ı Tanımanın Yolu

( Gazzali ) [Tanrı’nın sıfatları meselesi, din felsefesinin diğer konularında olduğu gibi, ontolojinin ve epistemolojinin kesiştiği bir noktada yer alır. Bu her iki meseledeki kavrayış, bu konudaki eğilimleri de belirler mahiyettedir. Meselenin bu boyutunu çok iyi fark etmiş olan Gazzali, aşağıda yer alan metinde, marifetullah konusunda taklit ve tahkik yolunun nasıl birbirinden ayrı olduğunu anlamlı […]

Daha fazla oku
Eşyanın Lisandaki Varlığı

 (Gazali) [Aşağıdaki metinde, Gazali, Islam düşüncesinde bir çok tartışmaya konu olan, Ilahi Kelam’ın doğasına ilişkin meseleleri aydınlatabılecek bir çerçeve sunmaktadır.] Şunu iyi bilmelisin ki: her şeyin varlığı dört mertebededir: a Hariçteki varlığı, b Zihindeki varlığı, c Lisandaki varlığı, d Yazı ve şekildeki varlığı, Ateşi misal alalım: Bunun ocakta bir vücudu vardır. Bir de zihin ve […]

Daha fazla oku
Allah’a Nispet Edilen Fiiller Kulların Fiilleri Gibi Değildir

Fecr 22. : Rabb’in gelip melekler de saf saf dizildiğinde; Bu İlâhî beyan değişik şekillerde yorumlanabilir: Birincisi: Mânası “Ve câe Rabbuke bi’l-meleki” Rabb’inin meleği getirmesi şeklindedir. Zira “vav” harfinin “bâ” harfi yerine kullanılması caizdir. Tıpkı şu İlâhî beyanda olduğu gibi: “İsrâiloğulları, “Ey Mûsâ! Onlar orada bulundukları sürece biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabb’in gidin […]

Daha fazla oku