İslam Tarih
Müminlerin Emiri Muaviye (radıyallahu anh)’ a Yöneltilen...17 Aralık 2024
Muhammed Ali
19:24 - 21 Mayıs 2015
Rüyet, Cennette müminlerin Cenâbı Hakk’ın cemâlini seyretme lütfuna ermeleridir. Bir ömür boyu, onun yarattığı şu kâinattan yine onun ihsan ettiği beden ile istifade eden ve her biri ayrı bir ilâhî ihsan olan akıl, kalp ve hissiyatıyla nice hakikatlere muhatap olan insanoğlu, kendisini bu kadar lütuflara gark eden rabbini görmeyi elbette aşk derecesinde arzu ediyor. İnsan […]
Muhammed Ali
00:45 - 17 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Kaza ve kader inancı pek büyük bir hikmet taşır. Meselâ bir müslüman «Ne yapalım kader böyle imiş» der! Bu söz yanlış bir söz müdür? Hâşâ pek doğru, pek haklı bir sözdür. Yalnız müslümanlar değil; her millet bu inançtadır. Müslümanlar bu nakaratı tekrar ederler, fakat nerede biliyor musunuz? Bir emri vâki karşısında! Her hangi bir şey […]
Muhammed Ali
00:42 - 17 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Azizim, insan bu görülen ve algılanan heykelden ibaret değildir. Ruh denilen İlâhi sırdan ibarettir. Nefse hakim ol ve onun faziletlerini tamamlayıp geliştir. Çünkü sen bedeninle değil ruhunla insansın, İnsanın nefsinin şuuruna sahip olması ilk olarak kabul edilmesi gereken apaçık hakikatlardandır. Yani bütün mülâhazalardan, bütün düşüncelerden önce gelir. İnsanın (Burada insandan maksat ruhtur) kendi varlığını inkâr […]
Muhammed Ali
22:16 - 16 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Evet, biz ruhun varlığını ve onun bir cevher olduğunu hususî ve takribi delillerle ispat etmiştik. Bu husustaki hususî delili şöyle açıklayabiliriz: Malumdur ki ruhun zâtı zâtından ayrılmaz. Allah’ın yarattığı bir varlık bu özelliğe sahip olduğuna göre, herşeyin kendisiyle varlığa kavuştuğu Allah’ın zâtınınzâtından ayrılması düşünülebilir mi? Muhakkak ki zâtı hakikat cihetiyle her sabit mtttefiktir, birdir ve […]
Muhammed Ali
21:58 - 16 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Ruh bedenden ayrıldıktan sonra: Eğer dünyada bir hak veya bir bâtıl kesbetmemiş ise kurtulanlardandır. O, ne azap görür, ne de nimetlere garkolur. Sâbîler ve deliler bu gruptandır. Eğer vehmi, fasit ve hakka zıt olan inançlara saplanmış, ayrıca şeriate muhalif ameller işlemiş ise o, elem verici bir azabın içindedir. Eğer yakinî delillere istinad etmemekle birlikte hak […]
Muhammed Ali
15:10 - 16 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Ebû Hanîfe,el Fıkhu’l-ekber’de dedi ki: Allah, eşyayı kaderi ve kazasına bağlamıştır. Dünya ve ahirette her şey O’nun dilemesi, ilmi, kaza ve kaderi ile olur. Ebû Hanife, Ebû Yusuftan rivayette Yüce Allah’ın: “Biz herşeyi bir kader ile yarattık”1 kelâmı için şöyle demiştir: Alemde bulunan her şey bu kaderin içindedir. Ebû Hanife el-Fıkhu’l-ebsat’ta dedi ki: Cenab-ı Hak […]
Muhammed Ali
15:03 - 16 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Ebû Hanîfe el-Vasiyye’de dedi ki: Kul, fiilleri, ikrarı ve bilgisi ile beraber yaratılmıştır. Fail yaratılmış olunca, fiilleri haydi haydi yaratılmıştır. Ebû Hanîfe el-Fıkhu’l-ekber’de dedi ki: Allah yarattıklarından hiçbirini küfür ve imana icbar etmedi; hiçbir kimseyi mümin veya kafir olarak da yaratmadı. Sadece onları şahıslar olarak yarattı. İman ve küfür kulların fiilidir. Allah, kulları küfür ve […]
Muhammed Ali
14:58 - 16 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Ebû Hanîfe el-Fıkhu’l-ekber’de dedi ki: Peygamberlerin a.s şefaati haktır. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) şefaati ise günahkâr müminlere; onlardan büyük günah işleyen ve cezayı hak edenleredir. Ebû Hanife İmam Muhammed, Belhî, İbnu’l-Muzaffer ve Harisinin rivayetlerinde dedi ki: Bana Nuh b. Kaya, Yezid er- Sakkaşî den, o da Enes’ten Hz. Peygambere: “Ey Allah’ın Elçisi! Kıyamet günü kimlere […]
Muhammed Ali
14:49 - 16 Mayıs 2015
0 Yorumlar
Ebû Hanîfe el-Fıkhu’l-ekber’de dedi ki;Kabirde ruhun kula iade edilmesi, kabrin sıkıştırması ve azabı bütün kafirler ve müslümanlardan günahkâr olanların bir kısmı için haktır, mümkündür ve vakidir. Ebû Hanîfe el-Vasiyye’de dedi ki: Hakkında hadisler bulunması dolayısıyla kabirde, Münker ve Nekir’in sualleri hak ve vakidir. el-Fıkbul-ebsat’ta ise şöyle dedi: Kim kabir azabını tanımıyorum, derse o, helâk olacak […]
Muhammed Ali
14:17 - 16 Mayıs 2015
1 Yorum
Çağımızda, Mi’rac’ı en iyi anlatan, Mi’rac’la ilgili en zor sorulara en ikna edici tarzda cevap verenlerden biri ve birincisi hiç şüphesiz çağın düşünürü Bediüzzaman Said Nursî’dir. Bu davamızın doğruluğunu anlamak isteyenleri, onun Sözler adlı kitabındaki 31. Sözle, Mektûbat adlı kitabındaki 24. Mektubun İkinci Zeylini okumaya davet ediyoruz. Bediüzzaman’ın izahının, araştırmacılar tarafından hüsn-ü kabul görmesinin ve […]
0 Yorumlar