Haşir’e Dair

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda Allah’ı tesbih edin. Göklerde ve yerde olanların hamd ve senâsı Ona mahsustur. Gündüzün sonuna doğru ve öğle vaktine erişince de Allah’ı tesbih edip namaz kılın. Ölüden diriyi, diriden ölüyü O çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü O diriltir. Siz de kabirlerinizden böyle çıkarılacaksınız. Yine Onun âyetlerindendir […]

Daha fazla oku
Ruhlar, Melekler ve Ölümden Sonra Dirilişe Dair.

Beka-i ruh ve melâike ve haşre dairdir. Şu makam, iki maksad-ı esas ile bir mukaddimeden ibarettir. Mukaddime MELÂİKE ve ruhaniyâtın vücudu, insan ve hayvanların vücudu kadar kat’îdir denilebilir. Evet, On Beşinci Sözün Birinci Basamağında beyan edildiği gibi, hakikat kat’iyen iktiza eder ve hikmet yakînen ister ki, zemin gibi, semâvâtın dahi sekeneleri bulunsun ve zîşuur sekeneleri […]

Daha fazla oku
Ölüm ve Ötesi

  Öldükten sonra dirilme, Ahiret Alemi, Cennet ve Cehennem. İçinde Yaşadığımız Dünyada, Ahiretin Varlığını Gösteren Deliller. Haşir Bahsi   İHTAR: Şu risalelerde teşbih ve temsilleri hikâyeler suretinde yazdığımın sebebi, hem teshil, hem hakaik-ı İslâmiye ne kadar makul, mütenasip, muhkem, mütesanit olduğunu göstermektir. Hikâyelerin mânâları, sonlarındaki hakikatlerdir. Kinâiyat kabilinden, yalnız onlara delâlet ederler. Demek hayalî hikâyeler […]

Daha fazla oku
Tekfir Meselesi

Bir kişi, Allah yerde mi gökte mi bilmiyorum, derse, Hanefîler’e göre dinden çıkar. Çünkü Allah’a mekan isnad etmiş olur. Keza Arş için de öyledir, yani Allah Arş’ta mı yoksa başka bir yerde mi bilmiyorum, derse de böyledir. Kişi, Lokman yahut da Zülkarneyn peygamber midir yoksa değil midir, bilmiyorum, derse dinden çıkmaz.Çünkü bunların nebi olup olmadıkları […]

Daha fazla oku
Âhiret Ahvali

  Mu’tezile ve Cehmiyye’nin hilafına, bize göre kabir azabı vardır.Onlar bunu kabul etmiyorlar ve şahidde de gaibde de görüp müşahede ettiğimize göre, ölü bizim kendisine verdiğimiz acıları hissetmemektedir, diyorlar; Onlara göre ölünün karnına bir tutam saç konsa ve bir süre bırakılsa, yerinden kıpırdamayacaktır. Azab veya başka bir şey sebebiyle kımıldamış olsa yeri değişmiş olacaktı. Bu anlayışlarından […]

Daha fazla oku
Allah’ın Görülebilmesi

Allah Te’âlâ âhirette görülecektir. Rü’yet (görme, görülme) kelimesinin mânası, Allah Teâlâ’yı tıpkı dünyada görülebilen başka şeyleri görür gibi ve fakat cihet ve keyfiyetten münezzeh olarak, gözle görmek suretiyle bilgi edinmemizdir. Biz o görülebilir demişizdir. Çünki “mevcut’tur ve  her mevcudun görülmesi mümkündür, o halde Allah da görülebilir. Ortada cinler gibi görülemeyen birçok şey durup dururken nasıl […]

Daha fazla oku
Ölümün Mahiyeti

Müslim’in, Enes b. Malik yoluyla gelen rivayetine göre, Rasulullah (sav) Bedir’de (müşriklerden) öldürülenleri üç gün terkettikten sonra onların bulundukları yerde ayakta olduğu halde onlara seslenip şöyle dedi: “Ey Ebu Ce-hil b. Hişam, Ey Ümeyye b. Halef, Ey Utbe b. Rabia, Ey Şeybe b. Rabia, Rabbinizin size va’dettiğini gerçek olarak buldunuz değil mi? Şüphesiz ki ben, […]

Daha fazla oku
Mizân’ın Ve Amellerin Tartılmasının Mahiyeti

  Tartıdan kasıt, kutların amellerinin Mizan ile tartılmasıdır. İbn Ömer der ki: O gün kulların amel sahifeleri tartılacaktır. Sahih olan budur. İleride ge­leceği üzere haber de böylece vârid olmuştur. Şöyle de denilmiştir: Mîzan, kulların amellerinin içinde bulunduğu hitap­tır. Mücahid ise, şöyle açıklamaktadır: Mizan, bizzat hasenatın ve seyyiatın kendileridir. Yine Mücahid’ten, ed-Dahhâk ve el-A’meş’den de şöyle […]

Daha fazla oku
Allah’ın Görülmesi Hakkında

Gözler O’na erişemez. O İse bütün gözleri kuşatmıştır. O, lütuf sahibidir, herşeyden haberdardır.(En’am 103.ayet meali) Yüce Allah: “Gözler O’na erişemez” buyruğu ile, kendisinin yaratılmış-lığın niteliklerinden münezzeh olduğunu beyan etmektedir. Bu niteliklerden birisi de kuşatmak ve sınırlandırmak anlamı ile diğer yaratıkların görülüp id­rak edildiği gibi idrak edilmektir. (O bundan münezzehtir). Ama rü’yet (mü’minlerin ahirette Allah’ı görmeleri) […]

Daha fazla oku
İnsanın İhtiyârî Fiillerdeki Mes’uliyeti

  İhtiyârî (irademizle yaptığımız fiiller) ve ızdırarî (irademiz dışındaki filer) fiiller bir tutulamaz: İnsanda tezahür eden fiiller iki kısma ayrılır. Bunlardan bir kısmı tamamen irademiz dışında meydana gelir. Iztırarî fiiller dediğimiz bu fiiller için herhangi bir mesuliyet veya mükâfat sözkonusu değildir. Bunlara misâl olarak, göz kapaklarımızın çalışması, kanımızın dolaşımı, cinsiyetimiz, ırkımız verilebilir. Diğer kısım ise,kendi […]

Daha fazla oku