Kabir Azabı ve Münker-Nekir Meleklerinin Suali

Kabir azabına gelince; şer’î hükümler onun vatlığına delâlet etmektedir. Zira Resûlullah’ın (s.a.s.) ve sahâbenin (a.s.) dualarında bun­dan sakınmaları, tevâtür derecesine ulaşmıştır. Peygamberin (s.a.s.) iki kabrin yanından geçerken içinde yatanların azap gördüğüne dair sözü de meşhurdur.(Buhârî, “Vudu”, 55;) Yüce Allah’ın “Firavun ailesini ise şiddetli bir azap kuşatıp yok etti. Bu azap, onların sabah akşam sokulacakları ateştir” […]

Daha fazla oku
Yüce Allahın Arşın Üstüne ‘İstiva’ Nitelenmekten Münez­zehtir

Yüce Allahın arşın üstüne kurulmakla (istivai) nitelenmekten münez­zeh olduğunu iddia ediyoruz. Çünkü, cisim üzerine yerleşen ve oraya kurulan her varlık, zorunlu olarak belirli bir ölçü ile belirlenmiştir. Bu durumda, bu varlık [üzerine yerleştiği ve kurulduğu] bu cisimden ya küçüktür ya büyüktür ya da ona eşittir. Bunların hepsi bir ölçü ile belir­lenmeyi (takdir) gerektirir. Şayet O’nun […]

Daha fazla oku
Dualarda Ellerin ve Yüzlerin Ğöğe Çevrilmesinin Sebebi Nedir? ve Cariye Hadisi

Şöyle denirse: Allah üst yönde değilse, şeriatın ve (insan) tabiatı­nın bir gereği olarak, dualarda ellerin ve yüzlerin göğe çevrilmesinin sebebi nedir? Ayrıca Peygamberin (s.a.s.) özgürlüğüne kavuşturmak iste­diği ve mü’min olduğunu kesin olarak bilmek istediği bir câriyeye “Allah nerede?” diye sormasının anlamı nedir? Bu soru üzerine cariye göğü işa­ret etmiş, Peygamberimiz de onun mü’min olduğunu söylemiştir.(Ebu […]

Daha fazla oku
Yüce Allah’ın Kelamı

Deriz ki: Yüce Allah’ın kelâmı mushaflarda yazılmış, kalplerde korunmuş ve diller ile okunmuştur. Kağıt, mürekkep, yazı, sesler ve harf­lere gelince, bunların hepsi hâdistir. Çünkü bunlar cisimlerden ve cisim­lerde bulunan arazlarlardan ibaret olup, hepsi hâdistir. Biz kelâmın mushaflarda yazılı olduğunu söylediğimizde, her şeyden yüce olan Allah’ın kadîm sıfatını kastediyoruz. Dolayısıyla bu ifadeden dolayı kadîm olanın da […]

Daha fazla oku
Vahyin Hakikati

“Vahiy” kelimesi (VHY) fiilinin mastarı olup lügatte, gizli konuşmak, emretmek, îma ve işaret etmek, acele etmek, seslenmek, fısıldamak, mektup yazmak ve ilham gibi anlamlara gelmektedir.(1) “Vahiy” kelimesi (VHY) fiilinin mastarı olup lügatte, gizli konuşmak, emretmek, îma ve işaret etmek, acele etmek, seslenmek, fısıldamak, mektup yazmak veilham gibi anlamlara gelmektedir.(1) Bu kelime, Kur’an’da Allah’a ait bir fiil olarak kullanıldığı […]

Daha fazla oku
Muhkem-Müteşabih Meselesine Selefin Bakışı (1)

Fahreddin ER-RÂZÎ Çeviren: Celalettin DİVLEKCİ(2) Özet Muhkem-müteşâbih meselesi, tefsir literatüründe üzende çokça durulmuş bir konudur. Fahreddin er-Râzi de bir müfessir, kelamcı ve en önemlisi bir usul âlimi olarak bu meseleyi ele alır. Râzi konuya, Kur’an’da bilinmesi imkânsız şeylerin bulunması mümkün müdür? sorusuyla girer. Konuyla ilgili tarafların görüşlerini, dayandıkları aklî ve naklî delilleri verir. Kelimelerin Kur’an’daki […]

Daha fazla oku
Yasin Pişgin Hoca’dan, Mehmet Okuyan’a Reddiye…

Şimdi diyor ki; “Kur’an’da kabir azabını ima eden bir ayet yok…” Haydi sünnetteki meşhur pek çok rivayeti bir kenara bırakalım da tam da onun dediği gibi Kur’an penceresinden kabir azabına bakalım… Öncelikle ifade etmem gerekir; “kabir hayatı” (ya da kabir azabı ve mükâfatı) simge bir kavramdır. bu kavram; bir kabri olsun olmasın, kabrinde çürümüş bulunsun ya […]

Daha fazla oku
Kabir Azabı Hakkında

  Kabir azabını inkar edenler ise şu âyeti delil getirmiştir: “ilk ölümden başka ölüm tatmayacaklar dır”(Duhan,56). Eğer kabirde diriltilselerdi iki ölüm tatmış olacaklardı. Cevap: Bu, cennet ehlinin vasfıdır ve “orada / lafzındaki zamir cennete gitmektedir. Buna göre âyetin manası şudur: Cennetlikler cennette ölüm tatmayacaklardır. Dolayısıyla onlara verilen nimetler dünyadakilere verilen nimetlerin ölümle kesildiği gibi kesilmeyecektir. […]

Daha fazla oku
Sırat, Mizan, Hesap, Kitapların Okunması, Havuz ve Organların Şahitliği

Dinin bildirdiği sırat, mizan, hesap, kitapların okunması, havuz ve organların şahitliği, bütün bunlar, ümmetin çoğunluğuna göre tevilsiz gerçektir. Bunları ispat ederken dayanağımız kendiliklerinde mümkün olmala­rıdır. Çünkü bunların gerçekleştiğini varsaymak, zâtı gereği herhangi bir imkânsızlığı gerektirmez. Yanı sıra doğru sözlü Peygamber (s.a.) bunları haber vermiştir. Muhalifler çıkmadan önce Müslümanlar bu hususta icma etmişti. Kur’ân da bunları […]

Daha fazla oku
Namaz Kılıp da Büyük Günah İşleyen Mümin midir?

Namaz kılan derken ehl-i kıble kastedilmektedir. Daha önce imanın hakikati meselesinde bunun açıklaması geçmişti. Buradaki amacımız muhaliflerin görüşlerini zikretmek ve onların şüphelerini cevaplamaktır. Hariciler bu kimsenin kafir olduğuna, Hasan el-Basri münafık olduğuna, Mutezile ise ne mümin ne de kafir olduğuna vardı Haricilerin bir kısım delilleri vardır. Birincisi şu ayettir: ”Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerdir.”(Maide 44) Zira âyette geçen […]

Daha fazla oku