İslam Tarih
Müminlerin Emiri Muaviye (radıyallahu anh)’ a Yöneltilen...17 Aralık 2024
Muhammed Ali
20:59 - 3 Nisan 2017
– 1. Bölüm – “O’ndan başka hiçbir ilah yoktur.” [Tahavî Akâid Metni – Madde 4] Bilindiği gibi selefî akide metinlerinde buradaki paragrafın açılımında İbn Teymiyye’nin bilhassa vurguladığı bir tevhid-i ulûhiyet ve tevhid-i rububiyet meselesi vardır. Bu meseleye bir miktar değinmemiz gerekiyor. İbn Ebi’l-İzz şerhinde, İbn Teymiyye’nin taksimine uygun olarak tevhid-i ulûhiyet ve tevhid-i rububiyet meseleleri […]
Muhammed Ali
14:47 - 1 Nisan 2017
0 Yorumlar
Halîmî, “Minhâc” isimli kitabında şunu söylemiştir: “Peygamberlerin gerek cismânî, gerekse ruhanî kuvvetlerde, mutlaka diğer insanlardan farklı olmaları gerekir. Cismânî kuvvetler, ya müdrike (idrâk eden, kavrayan), yahut da muharrike (hareket ettirici) olur. Müdrike kuvvetler ya zahirî, ya da bâtınî olan nişlerdir. Zahirî hisler beştir: a) Görme Kuvveti: Yemin olsun ki Hz. Peygamber (s.a.s)’de bu sıfatın en […]
Muhammed Ali
13:38 - 1 Nisan 2017
0 Yorumlar
Bu husustaki naklî delillere gelince, bunlar da pek çoktur: 1) Allah Teâlâ, “De ki: “O Allah’tır, bir tektir” {İhlas, 1) buyurmuş ve kendisini tek oluş ile tavsif etmiştir. “Ehad”, Allah’ın bir tek oluşunu en ileri derecede ifade eden bir kelimedir. Kendisi ile arş dolan ve arş’tan fazla olan bir varlık, arş’ın parçalarının üstünde, gerçekten birçok […]
Muhammed Ali
13:14 - 1 Nisan 2017
0 Yorumlar
Akli açıklamalara gelince; bunlar pek çoktur: 1) Şayet Allah arş üzerine karar kılmış olsaydı, o zaman Cenâb-ı Hak, arş’ın hemen yanı başındaki taraf itibariyle sonlu (mahdut) olmuş oturdu. Aksi halde, arş’ın, O’nun zatına dahil olmuş olması gerekirdi ki, bu imkânsızdır.Akıl, sonlu olan her şeyin bulunduğu o durumdan, zerre miktarı daha fazla veya daha az olmasının […]
Muhammed Ali
14:18 - 30 Mart 2017
0 Yorumlar
Bu soruya maddeler hâlinde cevap vermeyi daha uygun görüyoruz: 1. Soruda kasıt vardır: Bu sorunun hedefi inançları sarsmak, saf zihinleri bulandırmak, masum ve körpe dimağlara zehir akıtmaktır. Bir akrep kıskacı olan bu demogojik soru ile insanlar zehirlenmek istenmektedir. Şöyle ki: Eğer bu soruya “Evet” diye cevap verilse o zaman “Demek ki sizin Rabbiniz, yarattığı şeyden […]
Muhammed Ali
14:10 - 30 Mart 2017
0 Yorumlar
Beşerin iradesi ve sair sıfatları mevcudatın hüsn kubh, büyüklük küçüklük gibi ahvalinden müteessir olduğu gibi sıfât-ı İlahiye müteessir olamaz. Sıfât-ı İlahiyeye göre hepsi mütesavidir.(İşarat-ül İ’caz[Y] – 148) ———- Evet Cenab-ı Hak, âlem-i kevn ü fesad denilen şu âlemde hüsün, kubh, nef’, zarar gibi zıdları, çok hikmetlere binaen karışık bir tarzda yaratmıştır. Hem de izhar-ı izzet […]
Muhammed Ali
14:34 - 25 Mart 2017
0 Yorumlar
“Allah yolunda öldürülmüş olanlar için “Ölü”ler demeyin, bilâkis onlar diridirler, fakat siz farkına varmazsınız “(Bakara, 154). Bu Ayetin Mâkabliyle Münasebeti Ve Nüzul Kıssası Bil ki bu ayet, Al-i İmran süresindeki, “Aksine onlar diridirler, Hableri yanında rızıklandırılıyorlar” (Al-i imran, 169) ayetinin bir benzeridir. Bu ayetin, bir önceki ayetle olan irtibatının izahı şöyledir: Sanki şöyle denilmektedir: Dinimi […]
Muhammed Ali
14:18 - 16 Mart 2017
0 Yorumlar
Fahreddin er-Râzî Peki, Peygamberler hakkındaki zorunlu masumiyet ne zaman başlar? İşte, bu hususta da ihtilafa düşmüşlerdir. Bazıları; doğumla başlar ve ömrünün sonuna kadar devam eder, der. Çoğunluk ise; bu masumiyet peygamberlik zamanına özgürdür, peygamberlik süresinden önceki dönem için zorunlu değildir, der. Bu, Allah cümlesine rahmet eylesin, çoğu arkadaşlarımızın görüşüdür. Bizim görüşümüz şudur: Peygamberler (s.a.v.) Peygamberlik […]
Muhammed Ali
14:39 - 25 Şubat 2017
0 Yorumlar
Hüseyin Avni Hoca Besmele, hamd, salat ve selamdan sonra… Selam hidayete tabi olanlara olsun… Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan!. Size bu mektubumda muhterem kardeşlerim şeklinde hitap edip Rabbim size rahmet etsin ve sizi her türlü musibet ve afetten korusun diye de dua etmek çok isterdim.. Bu hitap ve duama belki sizler muhtaç değilsinizdir; ama insan ve mümin olmanın […]
Muhammed Ali
12:17 - 25 Şubat 2017
0 Yorumlar
el-Cüveynî Ebü’l-Meâlî Rükniddîn Abdülmelik b. Abdillâh b. Yûsuf (ö. 478/1085) Nîşâbur yakınında Ezâzvâr (veya Büştenikân) köyünde 18 (veya 10) Muharrem 419’da doğan, Hicaz bölgesinde dört yıl kadar Mekke ve Medine’de kalıp buralarda ders okuttuğu, ünü yayıldığı için İmâmü’l Haremeyn olarak tanınıp meşhur olan Eş’arî kelâmcısı ve Şafiî fakihidir. En ünlü öğrencisi şüphesiz kelam ilminde […]
0 Yorumlar