Her varlıkta ebedîlik ve sonsuzluk mücadelesi vardır ama bu durum insanda ebedîliği ve sonsuzluğu kendinde gerçekleştirmeyi istemek iradesi ve şuuru halindedir.
İşte, yüksek bir idrâk seviyesine ulaşan bir varlık olarak insan, gerçekte maddî parçacıklara değil, ebediyete, sonsuza, hürre, mutlak’a, tek olan varlığa acıkmakta ve bunu şuurunda bütün yakıcılığı ile duymaktadır. Esasen, insandaki, hakikati araştırma ve yakalama özlemi, bu açlığın en açık tezahürüdür Gerçek insan, eksikliğinin gerçek mânâsını kavramıştır. İnsana istediğini kadar maddi refah ve imkân sağlayınız, o daha fazlasını isteyecek, asla doymayacaktır, insanı, ancak ebedîlikte, sonsuzlukta, hürlükte, bir ve mutlak olanda tatmin olmuş bulursunuz. O, gerçekten bu şuura ulaştıktan sonradır ki maddi açlığı daha az hissedecek ve o alandaki ihtirası zayıflayacaktır.
S.Ahmed Arvasi,İnsan ve İnsan Ötesi
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…