İlk Hükümet

kamal-ataturk-250x250-1 İlk Hükümet

Rıza Nur Anlatıyor;

Hükümet kuruldu.Bana Maarif Bakanlığını,Yusuf Kemal’e İktisad Baknlığı’nı verdiler.Erkan-ı Harbiye Reisliğini kabineye dahil etmek gibi bir hata yapıldı.Bu müthiş bir militarizmdi.

İsmet İnönü Erkan-ı Harbiye Reisi oldu.Fevzi Paşa Milli Müdafaa Bakanı yapıldı.Kabine’nin adına İcra Vekilleri Heyeti denildi.

M.Kemal aynı zamanda hem Meclis ve hem Hükümeti elinde tutmak için Vekiller Heyeti Başkanı oldu.Meclise M.Kemal’in teklifi üzerine hem Teşrii (yasama),hem icraa (yürütme) yetkisi verildi.Bu duruma Vahdet-i Kuvva (Kuvvetler Birliği) adı verildi.

Nutuğun 273. sayfasında M.Kemal’in Meclis açılışı ile ilgili tamimi var.Bu tamim bazı çevrelere,dinin siyasete alet edilmesi şeklinde yorumlanmıştır.

Buradan şu anlaşılıyor.Demek bu millet dindardır.Hala tamamıyla öyledir.Bir millet bir günde din değiştiremez.Hem bir millete din ve inanç mutlaka gereklidir.Böyle bir buhranda dine sığınmak onun ne büyük bir kuvvet olduğunu itiraf etmek demektir.Bu millet savaşı da din kuvvetiyle yapıyor.Din,kültür değerlerindendir.Bir milletin temel taşları kültürüdür.O gün için izlediğimiz siyaset elimizdeki düstur ise şudur;

Padişah, halife, hükûmet İstanbul’da düşmanlar elinde esirdir. Biz vekilleriyiz. Onları, dini, milleti, devleti kurtaracağız. Ey millet! Yunan gibi asırlardan beri kölemiz olan bir millete nasıl boyun eğeceksiniz? Bu millet buna dayanamaz. Gayrete geliniz. Din gayreti lazımdır.’

Çünkü bütün millet o zaman padişaha bağlı,dine bağlı.Padişah ve din diyor,başka bir şey demiyor.Savaştan da yorulmuş,bitmiş,parasız,tam sefalette.Bu haldeki bir millete kolay kolay savaşa hazırlamak mümkün mü?Bunun için Rumlara karşı izzetinefsimizi gıcıklıyoruz;

‘Bakkal Yorgi başınıza vali, mutasarrıf; taşcı Vasil jandarma zabıtı olacak, nasıl dayanacaksınız?’ diyoruz. Hakikaten Türk buna tahammül edemiyor. Anadolu’dan bu esnadaki seyahatlerimde bizzat böyle propaganda yaparken, bu sözlerin herşeyden müessir (etkili) olduğunu görüyordum. ‘Kur’an’ı’ apdesthane kağıdı yapacaklar. Size ‘şapka giydirecekler’ diyorduk. Bu da pek müessir (etkili) oluyordu.
Talihe bak ki, şapkayı sonunda M. Kemal’in eliyle giydiler.”

İnceleyin:  Jön Türklerin Bilimciliği, Bilimcilerin Garbçılığı

Rıza Nur – Milli Kıyam Syf;65-66-67

Yusuf Aslan

Tarih talebesi ve ilme pek meraklı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir