İlişkilerde Yağlama Yıkama


tumblr_nizoa0oAGc1tfwny1o1_500 İlişkilerde Yağlama YıkamaSanayi kesiminde üretimi artırmak için yönetim ve işlet­menin önemi vurgulanmıştır. Teknik üretim sorunları nasıl iyi yönetimlerle çözümlenebiliyorsa, insanlararası sorunlar da iyi yönetimlerle çözümlenebilir deniyor. Bunun için insanın eğitil­mesi gerekmektedir. Bu eğitim sonucunda insan bütün istekleri­ni karşılayabilecek, tatmine kavuşacak ve kullanılmaya hazır ha­le gelecektir.

Anamalcı kafalar için madenler, makineler, zaman, enerji ve insan bir yatırım aracıdır. Kapitalist pazarda önemli bir kalem olan insan, sorunlarını halletmiş olmalıdır. Toplumla barışık ol­malı, insanlarla ilişkileri düzenli bulunmalı ve küçüklerin ezilip gitmesiyle büyüyüp duran dev şirketlerin yöneticilerinin başarı­larında kullanılmak üzere, daima belirlenen standardını muha­faza etmelidir.

Kuvvetin yönetici sınıflar eline geçmesiyle birlikte, çok sa­yıda ve bir arada çalıştırılacak insanlar için duyulan ihtiyaç nasıl giderilecektir?

İzlenen yol insanları, öteki insanlara ve tabiata yabancılaş­tırmak, insanlararası ilişkileri otomatlaştırmaktır.

Hem diğer insanlara yabancılaşacaklar, hem de yığından kopmaya cesaret edemeyecekler.

Çağdaş uygarlığın insanı çekip getirdiği açmaz bu nokta­da. Yığma, yığın içinde çalışmaya ve eğlenmeye (maçlar, tavernalar, şenlikler, festivaller) müzik dinlemeye ve film seyretmeye rağmen yalnızlığını gideremeyen, huzursuzluk ve suçluluk duy­gusunu üzerinden atamayan insan, kişiliğini de bulamamakta­dır.

Bir yazar, kişiliğini bulamayan, kendisi aşmak ve gerçek­leştirmek konusunda özgürlüğe sahip olmayan, otomatlaşmış insanların sevemeyeceklerini, ancak bir sevgi yanılgısı içinde olacaklarım ifade ediyor. Uygar toplumun insanları çocuklarını, anne ve babalarını bile gerçek manada sevmiyorlar. Karı-kocalar da birbirlerini sevmiyorlar. Ancak anamalcı çıkarların sıkı dene­timinde ve uyumlu kişiler olmaları için gördükleri eğitimin tesi­rinde kalarak birbirlerine karşı görevlerini yapıyorlar.

İşte gerek kan kocanın birbirlerine davranışı, gerekse ana- babaların çocuklarını nasıl eğitecekleri konusunda piyasaya sü­rülmüş kılavuz kitaplar, onlara nasıl mutlu ve uyumlu olunacağını anlatıp duruyor. Cinsel teknikler öğrenilince evliler mutlu olacaktır. Birbirlerine anlayışla davranacaklardır. Çocuklarının eği­timi konusunda karşılaşacakları problemlerin çözümü için hazır reçeteler veren kılavuzlar, iş ararken, iş verirken, diğer insanlara nasıl davranılacağını, onların nasıl tartılıp ölçüleceğini anlatan kılavuz kitaplar, kişileri, şahsiyet kazanmaktan önce, bir takım kalıpları, paketleri bellemeye, gerektiğinde onları ilişki adına or­taya açmaya mecbur tutmakta.

İnceleyin:  Osmanlı Toplumunun Manevi ve Kültürel Yapısı

Bütün bunlarda ön planda olan şey hesaplar, çıkarlar, uyum ve mekanik alışveriş, kapitalist çarkın takırdamadan yol almasıdır.

Ne uhrevî bir duygu, ne Allah’a karşı mevcut olan bir so­rumluluğun yerine getirilmesi, ne öte dünya korkusu. Bütün bunlar görmezlikten gelinmiştir. Böyle olunca da, inkar edilse bile doğuştan var olan manevi ihtiyaçların dikkate alınmamış olması, kişiyi başka tezahürleriyle bir hastalık gibi sarmakta, korkutmaktadır.

Huzursuzluğuna gerçek teşhis konulamayan, (zira doktorlar da, derman aranan dostlar da ellerindeki maddi paket demetleriyle çare arıyorlar) yalnızlaşan insan, kaçacak delik arıyor ve onu da eğlenmede buluyor. Huzursuzluğunu kusacak maçlar, anarşik dalgalanmalar, festivaller, filmler ve meyhaneler buluya ve oralara sığınıyor.

 

Cahit Zarifoğlu,Zengin Hayaller Peşinde

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir