İkna odalarına değil, konuşma odalarına muhtacız..
-Tartışma veya müzakere gibi kavramlar diyaloğun yerini tutmuyor. İnsanların sağlıklı bir diyalog için önce ön- kabullerini askıya almaları gerekli. Diyalog halkası içinde; görüşlerini beğenmediğim, kendi varlığım için tehdit edici saydığım diğer insana karşı düşüncelerimi öfkeyle ifade etmiyorum, dahası ona için için küfretmeyi de bırakıyorum. Onunla kendimi aynı gemide hayal ediyorum. Bir varlık ve yokluk savaşı varsa eğer, birlikte var ya da yok olacağız. Hepimiz birbirimiz için bir aynayız, kimse ötekinden düşüncelerini değiştirmesini talep etmiyor. Sadece kendimizi en iyi şekilde anlatmanın ve diğerini de en iyi şekilde anlamanın derdindeyiz.
Bazen insanların mutlak saydığı değerler, diyalog önünde engel teşkil eder. “Bu ülkenin önceliklerini ve değişmezlerini ben tanımlarım” diyen birisiyle nasıl diyalog kuracaksınız değil mi? Konuşmayı sürdürmek gerek. Ancak anlama ve dinleme çabasıdır ki, mutlak olarak tanımlanan mecburiyetlerin belki de o kadar mutlak olmadığı hissini do- gurur. Ancak birbirimizi sabırla dinleyerek, yıkıcı ve kesin inançlardan uzaklaşabilir, derdimizin ötekini yok etmek değil, onunla birlikte var olmak olduğunu fark ederiz.
Diyalog, ‘ikna odaları’ kurmak değildir. Diğer insanlara yoğun bir anlama çabası içinde yaklaşmakla, onların düşüncelerini anlamakla, o düşünceleri kendi düşüncelerimiz haline getiririz. Sevdiğimiz, insan olarak yakın bulduğumuz birinin düşüncelerinin bizi yok etmeye matuf olabileceğini düşünmeyiz.
Yaşadığımız ülkede sohbet halkalarının diriltilmesi gerekiyor. Ön yargıları vestiyerde bırakarak, vicdanın yol göstericiliğinde uzun bir konuşma başlatmamız lazım. Oysa ülkemizde bir kör dövüşüdür gidiyor. Bürokrasi halkın değişim taleplerini görmezden geliyor ve Tek Hakikatin yeryüzündeki gölgesi gibi davranıyor. İtaat devri bitti. Zaman diyalog zamanı. Ötekinin sesinin de senin sesin kadar değerli şeyler söyleyebileceğini teslim etmen gerek.
Sevgili buyurgan ses, belki de sen yanılıyorsundur. Biraz konuşmaya ne dersin?
Kaynak:
Kemal Sayar – Herşeyin Bir Anlamı Var