Nice insanlar vardır ki ibâdet vazifelerini Allah’tan karşılık bekleyerek yaparlar. Bundan mükâfat görmeyi beklerler, ibâdet ederlerse Allah nazarında makbul olacaklarına ve Cenâb-ı Hakkk’ın, bu ibâdeti kendilerine ödeyeceğine inanırlar.
Hakikatte böyle ibâdetlerin arkasından türlü günah işlemekten çekinmezler. Yaptıkları ibâdetin, kıldıkları namazın geçmiş ve gelecek günahlarına bedel olacağı zannındadırlar. Böyle hakikatte ibadetin günahtan farkı yoktur. Bu bir gizli günahtır ki ibâdete hile katanlar tarafından işlenir.
Sadece içki yüzünden doğan sarhoşluktan değil, bir takım gafletlerin, maddî ve mânevi şehvetlerin sarhoşu olduğunuz zamanlarda dahi namaz kılamazsınız. Bu, kimin huzurunda olduğunuzu bilememekten doğan en büyük günah olur. Allah’ın huzuruna ancak saf ve gönül dolusu bir Allah aşkı ile çıkılır. Onun huzuruna hatta büsbütün vücutsuz, sâde ruhtan ibâret bir saflık ve temizlikle çıkabilenlerdir ki hakîkî bir ibâdet hâlindedirler.
Kenan Rıfai, Şerhli Mesnevi Şerif, syf;548
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…