Herkes kendi hayatı binasının mimarıdır. Faraza sen yaptığın bir yapıyı, fena malzeme kullanarak, çürük ve hesapsız yaparsan, yaptığın binâ yıkılır, neticede seni mes’ûl ederler. İnsanların buldukları ferah, keder, cennet, cehennem, iyilik ve fenalık da hayat binasını iyi veya fena kurmuş olduklarındandır. Erdiğimiz neticenin mesûliyeti başkalarının değil, kendimizindir.
Eğer biz vücûdumuz binasını çürük ahlâklar ve kötülüklerle yaparsak, günün birinde kendi kendine çöküverir. Nihâyet Cenâb-ı Hakkk’ın huzuruna çıkarılıp: Ben sana bu vücûdu emanet vermiştim.Onu niçin çürük ve kötü malzeme ile bina ettin?diye muhakeme edilir ve neticede mahkum oluruz.
Kenan Rıfai, Sohbetler, syf;426
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…