İşte böylesine bir girişime “hile” ya da “tahayyül” adı verilmektedir. Örnekler: Mukim halde iken namaz vakti giren bir kimse üzerine dört rekat namaz kılması vacip olur. Kişi bu namazın tamamını kendisinden düşürmek için şarap ya da uyku ilacı içer; böylece baygın gibi aklı başında yok iken namaz vakti çıkmış olur. Ya da dört rekatli namazı kısaltmak ister ve bunun için yolculuğa çıkar. Aynı şekilde Ramazan ayına yetişen bir kimse, orucu tutmamak için yolculuğa çıkar. Hacca gitmeye gücü yetecek kadar malı olan bir kimse, üzerindeki hac görevini düşürmek amacıyla elinde bulunan malını bir başkasına hibe eder ya da herhangi bir yolla elinden çıkarır. Başka birisine ait cariye ile cinsî ilişkide bulunmayı arzu eder ve onu gasbeder. Adam da cariye öldü zanneder ve ona cariyenin kıymetini Öder ve böylece cariye ile cinsî ilişkiye girer.
Yahut bir kimse, bakire bir kızı kendi rızasıyla nikahladığına dair yalancı şahitler dinletir ve hakim de şahitlere dayanarak o doğrultuda hükmeder ve böylece o kızla cinsî ilişkide bulunur. Peşin vereceği on dirhem karşılığında belli bir süre sonra yirmi dirhem almak ister ve buna şöyle bir kılıf bulur: Meselâ bir elbiseyi peşin olarak on dirheme satın alır. Sonra aynı elbiseyi almış olduğu satıcıya yirmi dirhem karşılığında veresiye olarak satar. Falanı öldürmek ister ve onun gideceği yola onun Ölümüne neden olacak mesela mızrak dikmek ya da kuyu kazmak gibi bir sebep hazırlar. Zekat yükümlülüğünden kaçmak ister ve bunun için elindeki malı bir başkasına hibe eder veya malı itlaf eder ya da nisap miktarına ulaşmaması için ayrı olan malları toplar ya da birleşik olanları ayırır. [1] Haramların helal kılınması ve vacibin düşürülmesi konusundaki diğer örnekler de bu şekildedir. Aynı şey helalin haram kılınması konusunda da geçerlidir. Meselâ kadın, kocasına ait bulunan cariyenin ya da kumasının ona haram olmasını ister ve bunu temin için onları emzirir, Şer’an sabit olmayan bir hak is-batı için yapılan hileler de aynıdır: Meselâ, vârise vasiyet yasağını delmek için, ona karşı borç ikrarında bulunur ve böylece maksadına ulaşmak ister.
Bütün bu ve benzeri tasarruflar, şer’an sabit bulunan hükümleri, dış görünüşü itibarıyla sahih, esas itibarıyla ise batıl olan bir fiili (kılıf) araç olarak kullanmak suretiyle başka hükümler haline dönüştürme çabalarıdır (hile) Bunların teklîfî ya da vazî hükümlerden olması arasında bir fark bulunmamaktadır. [1][2]
————
(1)-bkz 1/275
(2)-Şatıbi el-Muvafakat İslami ilimler metodolojisi İz Yayıncılık 2/382-383
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…