Kategoriler: Fahruddin Er-Râzi

Hayra’r-razıkin” Ne Demektir?

Alimler, her türlü rızkın Allah katından olduğunu bilinmesinden ötürü, ayetteki “Rızık verenlerin en hayırlısı muhakkak ki Allah’dır” ifadesinin ne demek olduğu hususunda, şu değişik izahları yapmışlardır:

1) Bu, farklılık hiç kimsenin gücünün yetemeyeceği şeyleri ancak Cenâb-ı Allah’ın verebilmesinden ötürüdür.

2) Bununla, Hak Teâlâ’nın, rızık vermede esas ve temel olduğu, başkalarının ise ancak Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan, başkalarına vererek rızıklandırabilecekleri manası kastedilmiştir.

3) Başkaları, rızkın bizzat yaratıcısı ve meydana getiricisi manasında değil, bir elden başka ele nakleden manasında rızık vericidir.

4) Başkaları rızık verdiğinde, verdiği sayesinde faydalanmak için bunu verir. Bu, ya bir görevi yerine getirmek için, yahut bununla bir medh-ü senaya müstehak olmak için, yahut da karakterinde bulunan merhamet duygusunu yatıştırmak için olur.

Binâenaleyh bir insan, birisine rızık verdiğinde (iyilik yaptığında), onun karşılığını umar. Ama Hak Teâlâ’ya gelince, kemâl (tamlık ve mükemmellik), O’nun zâti sıfatıdır. Dolayısıyla O, hiçbir şey ile yeni bir kemal elde etmez. Bu sebeble O’ndan kaynaklanan rızık, sırf bir ihsan (iyilik) olur.

5) Başkaları bu rızkı, böyle bir işi yapma arzusu kalbinde doğunca verir. Bir istek se kalbine Allah’dan doğar. Binâenaleyh gerçekte o rızkı verici o değil, Allah olmuş olur.

6) Kendisine rızık verilmiş olan kimse rızık verenin minneti altındadır. Allah’ın minneti, tahammül bakımından başkalarının minnetinden çok kolaydır. Binâenaleyh O, rızık verenlerin en hayırlısı olmuş olur.

7) Başkası rızık verdiğinde, eğer Allah Teâlâ rızık verilene çeşitli duyguları ve o rızıktan istifâde edebileceği sıhhati, gözü ve selâmeti vermemiş olsaydı, onun sundan istifadesi mümkün olmazdı. Dolayısıyla gerekli faydanın tahakkuk edebilmesi çın, Allah’ın verdiği rızık başkalarınkinden önce olmuş olur ve başkalarının rızkı, Allah’ın verdiklerine bağlı olmuş olur. Fakat Allah Teâlâ’nın rızkı, hiçkimsenin rızkına muhtaç ve bağlı değildir. Böylece Cenâb-ı Hakk’ın, rızık verenlerin en hayırlısı (Hayru’r-râzıkîn) olduğu ortaya çıkar.

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 16/351-352

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce