Hakikate Giden Yol

tasavvufun-kaynagi Hakikate Giden Yol

Yollar çoğaldı ve gözler karardı. Acaba sonu gelmiyecek bir gecenin kucağına mı düştük? Hüsran perdesi sımsıkı etrafımızı sarıyor. Kuvvet şeririn, hak kavinin, hüküm gaddarın elinde. Yeni doğan çocuk bile merhametten habersiz. Sabi ecdadına bir nesil kendi kurtarıcısına saldırıyor. Kardeşlik düşmanlığa değiştirildi. Hakkın düşmanları, kurtuluş arayan kardeşlerini kahretmek isti­yorlar. Din ile kin, vecd ile zevk hiçbir zaman bu kubbenin altında böylesine boğuşmamışlardı. Hepimiz hakkın yetimi olarak yaşa­maya mahkûm gibiyiz. Güneşi arıyoruz. Bizi hakikata götürecek yol hangisidir?

Bu yol, yaşayış ufkumuzu saran pek karmaşık yollardan biri midir acaba? önümüzde hilenin, hünerin, siyasetin yolları var. İhti­rasın, servetin, şöhretin, şiddetin yolları var. Zulmün, taassubun, kahrın, fitnenin yolları var. Dünyamızı çepeçevre saran bu yolların yolcusu yüzlerce kafile etrafımızda dolaşmakta iken bize ilham verecek aydınlık kalbimizdedir. Şaşkın fanilere gıpta etmekten sakınalım. Gafil düşmanların kin ile doldurduğu bu kalbi ibadetle, aşk ile, sabr ile durmadan yıkamak zorundayız. Yoksa bir yolun ortasında mahvolacak gibiyiz. Yolumuz, zâlim kardeşlerimize merhamet yoludur. Gaflet içerisinde kendini helâk eden zalim neden insan düşmanı olsun? Ona sevmesini, onu severek öğrete­lim. Hocasına kin ile saldıran delikanlıdan daha çok merhamete muhtaç olan kimdir? Güneşi lânetleyen bir putperest duydunuz mu hiç? Varsa eğer güneşin mucizesi onu aydınlatmak olacaktır.

Şayet güneş yakarsa o cehennem ateşi olur. Ancak ısıtan, aydınla­tan güneş gerçek güneştir. Zulmün üniversitesi olur mu? Mezarcıya doktor denildiği nerede görülmüştür? Dostlarım, zalimi ve mezar­cıyı da affedemezseniz siz güneşi göremiyeceksiniz.

Hakikat güneşine götüren yol, dosdoğru, dümdüz bir yol­dur. Lâkin insanlar içinde bu yolun yolcusu azdır da karmakarışık, dolambaçlı yolların yolcusu çoktur. Ve bu yolların üstünde yüzler­ce kafile birbirleriyle yarışmaktan hiç usanmıyacaklardır. Halbuki düz yol, aydınlık yol, saadetin ve gerçek zaferin yoludur. Kalbe çevrilen gözlerin ilk bakışta buldukları yoldur. Bu yolda yürüyüş kumandası veren kalp ile yolun sonunda murada eren kalp ayni kalptir. Baştaki emirle sondaki muradı birleştiren ve ayni kalbe bağlıyan bu yol gerçek saadetin yoludur. Lezzetle devletin uzağın­dan geçen bu yol, dost ile düşmanı dostun kalbinde birleştiricidir. Zulmü zâlimin kalbinde eriticidir. Gerçek ve ebedî saadeti arayan­lar, hesabın hileleri ve zekânın tuzaklarıyla eğrilmeyen, bilakis kalbin dosdoğru uzanan aydınlığında hakikat güneşine götüren yolu tutsunlar. Kulların duasını Hakk’a ulaştırmak istersek Hakk’ın muradını kullarına tanıtalım. Hakikat güneşi karşımızda parlamak­ta iken gözlerimizi kapatmayacak kadar kuvvetli ve cesur olalım.

İnceleyin:  Çanakkale'yi niçin seçiyoruz?

Nurettin Topçu, Var Olmak

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir