Zaman

  Ey ulular sizin bana öğretmediğinizi Ben zamandan öğrendim Kuruyan hurma dalından öğrendim Damıtılmış petrolden öğrendim Yavrusunu arayan bir deveden öğrendim Hapsedilmiş yarı yanık Sancaklardan öğrendim Yıkılmış taş kemerlerden öğrendim Harap handan köprülerden öğrendim “Hızırla Kırk Saat 3”[39] Zamanın Doğası Karakoç’un düşünce dünyasında “zaman” kavramının özel bir önemi vardır. O, zamanı canlı, dipdiri ve son […]

Daha fazla oku
İnsan-Toplum Doğasının Benzerliği

  Karakoç, toplumu analiz ederken âdeta bir insanın şahsiyetini irdeler gibidir. Bu yaklaşım, onun toplumu birçok şahsiyetten oluşmuş bir şahsiyet, bir üst kişilik olarak kabul etmesinin so­nucu olarak değerlendirilebilir. Karakoç, insanın varoluş sebebini “kendisinden kendisini çı­karmak” olarak gördüğü gibi, toplum, halk ve hattâ insanlık için de aynı kuralı gündeme getirerek, toplumun ancak kendi malzemesinden kendini […]

Daha fazla oku
Sanat

Evet yine de şiirdir beni arasıra dinlendiren Acıma aralıklar verdiren Ufuklardan ufuklara taşıyarak kelimeleri Ne yapılar kurdum eleğim sağma gibi içimdeki buluttan yağıştan şimşekten ışıklardan Gizli bir yapı taşından ders okudum ben Şiirin birden kaçışını denizlerden Şiir içimizdeki zindanların mahkumu “Arayışlar/Şiir”54 Sanatın Niteliği Karakoç’un “Din, felsefe ve sanat insanın kendi yaradılış sırrı­nı aradığı alanlardır” cümlesi, […]

Daha fazla oku
Türk Siyasetinin Sol Yûzû: Kemalizm Hegemonyasında Politika

Ömer Baykal* Sağ ve sol kavramları, sivil toplum olgusunun güçlü olduğu Batı Avrupa’da ortaya çıkmış ve temsil mekanizmaları üzerinden ku­rumsal bir kimliğe bürünmüştür. Fransız Devrimi’nin ilk parlamento toplantısındaki oturma düzeninden türeyen sağ ve sol karşıtlığı, iki ayrı siyasal perspektifi temsil etmektedir. Kuruluş itibariyle sağ yan, krallı­ğın restorasyonunu; sol yan ise, cumhuriyetin tesisini hedeflemektedir (Yayla, 2017, […]

Daha fazla oku
Rainer Maria Rılke: Tanrı Arayışı ve Kayıp Oğul

  Kuşkusuz her yazar kendisini ve duygularını en iyi ifade ettiği türde yazar. Başka bir şekilde yazamadığı için bu türleri seçer. Kimi yazarlar sadece bir türde yazarken, kimi yazarlar farklı türlerde de yazar. Bu anlamda pek çok ya­zar, edebiyatın farklı türlerinde eserler ortaya koymuş, türler arasında geçişler yapmış, bazen de bir türde ağırlıklı olarak yazmışlardır. […]

Daha fazla oku
İslâm Düşünürlerinde Kâinatın Ahengi

  Ya’kub el-Kindî İslâm düşünce dünyasında bazı düşünür ve düşünce ekol­lerinin önemli müzik düşünceleri olduğu muhakkaktır. Bu düşünürlerin ilk akla geleni de Ya’kub el-Kindî’dir. Ebû Yusuf Ya’kub b. îshak b. Sabbah b. îmran b. İsmail b. Mu- hammed b. Eş’as b. Kays el-Kindî, H. 185 (M. 801) yılında, babası Kûfe’de vali olduğu sırada doğmuştur. Bağdat’ta […]

Daha fazla oku
Ralph Waldo Emerson – Denemeler: Birinci Seri ”Notlarım”

  Hiç kimse öğrenmeye hazır olmadığı bir şeyi öğrenemez, söz konusu nesne ne kadar yakında olursa olsun. Bekleyin, yüreğiniz konuşsun. İnsan, hakikate uygun bir ruhla hakikati söylediğinde, gözleri gökyüzü gibi berrak olur. Alçak niyetleri varsa ve sahtelikle konuşursa, gözleri bulanıktır ve bazen de çarpık. Modası geçmeyecek şeyleri söylemenin ve yazmanın yolu içtenlikle söylemek ve yazmaktır. […]

Daha fazla oku
Ebubekir Eroğlu – Çalkantı ve Dalga -Notlarım-

  Her çağrı, kendisine uyma talebiyle birlikte gelir. Bunu destekleyecek doğal eğilimlere sahibizdir. Bizimle ilgili olsun olmasın; yanımızda parlayan bir ışık dalgasına (bakma dan edemeyiz) bakarız. Parıldama, bakılmayı isteyen bir çağrıdır, şiddetli ışık kendisine bakma isteğini uyarır. Bilerek ışığa bakmamışsak, içimizde uyanan, ışığa bakma isteğini atlatmayı tercih etmişiz, demektir. Sessiz bir odada aniden duyulan tıkırtı […]

Daha fazla oku
Teoman Duralı – Din ve Felsefe Bilim Açısından Doğu ve Batı Medeniyetleri -Notlarım-

Geçenlerde Mehdi Hasan diye bir Arap -bilmiyorum Lübnanlı mıdır, Kuveytli mi- el-Cezire’de bir program düzenliyordu, bir tartışma programı. Müslümanlığa çok karşı olan bir hanım çıktı. Ne dese bu hanımefendi uymuyor, oturmuyor yerine, çünkü bilmiyor. “Ben Kur’an’ın ruhuna bağlıyım ama Peygambere inanmıyorum” diyor. Peygamberi olmayan Müslümanlığı düşünemezsiniz, imkânsızdır. Diğer dinlerde bilmiyorum bunun karşılığı nedir, peygamberi olmadan […]

Daha fazla oku
İsmail Kara – İçimden Geçen Günler ‘Notlarım’

Her askeri müdahale sonrası yahut uyarılmış irtica bayraklarının yükseltileceği zamanlarda bir yerlerden Türkçe ibadet seslerinin gelmeye başlamasına ve “hür” basına intikaline alışkın sayılırız.’ Bu tatsız, ayrıca memleket için kan kaybettirici haberler ve çift taraflı yönlendirmeler üzerinden başka alışkanlıklar da edindik akıp giden zaman içinde; ez cümle bir iki hususu hatırlamak, okumuş yazmışlarımızın memleketimizdeki bir(çok) meseleyi […]

Daha fazla oku