İmaj Sorusunun Dönüşümü:Ekranlar Arasında Düşünmek

  Doç.Dr.Emre Şan Kavramlar üreten ve onlarla iş gören felsefe için imaj bir tür sınırdır. İmaj felsefe için yabancı, anlaşılmaz hatta tuhaf görünebilir. Bu yüzden felsefenin imajla kurduğu karmaşık ilişkiyi bugün yeniden düşünmek yararlı olacaktır. Yolumuzu kaybetmeden ilerlemek için şu sorularla başlayalım: imaj neyi gösterir ve özellikle nasıl gösterir? İmajın görünüşe getirdiği şey nedir? İmaj […]

Daha fazla oku
Transhümanist Süreçte Sanatın Mahiyeti ve Geleceği

  Ahmet Dağ   Nietzsche’nin asıl köklerinin Tragedya’da olduğunu söylediği sanat, Batı’da zirvesine Rönesans döneminde ulaşmıştır. 17. yüzyıldan sonra sanatın mahiyeti değişmiştir. Akılcı ve matematiksel bir karaktere sahip olan 17. yy.’da; matematik/sayı ile doğa arasında uyum olduğu kabulü, olgusal doğa tasarımını ve Newton’un fizik-matematik bileşımli mekanikçi bilim anlayışını hâkim kılarak önce sanayileşme, sonrasında teknolojikleşme sürecini […]

Daha fazla oku
Heidegger’de Sanat-Hakikat İlişkisi: Sanat Eserinin Kökeni Üzerinden Bir Değerlendirme

  Prof.Dr.Kasım Küçükalp1 Giriş Sanat-felsefe ve sanat-hakikat ilişkisine dair tartışmaların, Batı düşüncesinin başlangıcına, kaynak filozof olarak görülen Platon a kadar geri götürülmesi mümkün­dür. Batı düşüncesi geleneği boyunca insanın, logos sahibi canlı formülasyonunda olduğu üzere, akla referansla tanımlanmış olması, düşünme eyleminin de insan ak­lının epistemik bir faaliyeti olarak görülmesine vücut vermiş, bu durum ise varlık, hakikat, […]

Daha fazla oku
Doğu-Batı

Jale N. Erzen DOĞU-BATI Yuvarlak, küre dünyamızın doğu ve batısı kesin çizgilerle belirtilmemiş olsa da genellikle Avrupa ve Asyalı düşünürlerin çoğu için bu ayrım tutucu bir polemik için başvurulan başlıca ikilemlerden biridir. Denilebilir ki her iki coğrafyanın taraftarları bu ikilemi çoğu kez kendilerini yüceltmek ya da karşıdakini aşağılamak için kullanırlar. Ne var ki farklar kadar […]

Daha fazla oku
Osmanlı Tasavvurunda Varlığın Ahenkli Birliğinin Düşünce ve Sanata Yansıması: Perspektifsizlik

Doç. Dr.Mustafa Uğur Karadeniz Klasik Osmanlı düşüncesine hâkim olan varlığı, hayatı ve sanatı bütüncül bir bakışla kavrayış; izlerini şehir ve mimariden şiire, resimden tekniğe kadar yayılan geniş bir zeminde görebileceğimiz fark edilmesi gereken ilk düzeydir. Yine ancak bu farkındalık, ondaki estetik tasavvurun künhüne ulaşabilecek ilk adımlar olabilir. Varlığın ahenkli birliği, perspektif kuramının kısa bir ifadesi […]

Daha fazla oku
İslam Felsefesinde Özgünlük Sorunu

B. Özgünlük sorunu aslında felsefi bir sorun olarak bilgi sorunu ile, yani epistemoloji ile yakından ilgilidir. Bu bakımdan genel anlamda özgünlükten ne anlaşıldığı, varsayılan bir bilgi kuramına bağlıdır. Nitekim burada savunacağım özgünlük anlayışı ayrıntılarına burada girmeyeceğim bir bilgi kuramını varsayacaktır. Bu ayrıntılara girmeden, özgün bir fikri, en geniş bir şekilde şöyle tanımlayabilirim: “Bulunulan ortamın bilgi […]

Daha fazla oku
İslam Tıp ve Felsefe Geleneğinde Psikoloji

Ömer Türker İslam Düşüncesinde Psikolojinin Temelleri “İslam Düşünce Geleneğinde Psikoloji” konusunu ana batlarıyla sunmaya çalışacağım. Türkçede bugün ruh kavramıyla ifade etmeye çalıştığımız şeyin teknik anlamda karşılığı, İslam felsefe geleneği söz konusu olduğunda nefs kavramıdır. Türkçede nefs daha ziyade şehevi arzular için kullanılan bir tabirdir. Ancak İslam Felsefesi literatüründe şehevi arzuların ilkesine hayvani nefs; akli idrak […]

Daha fazla oku
Şerhu’l- Alâki’l-Adudiyye Geleneği Çerçevesinde Taşköprülüzâde Ahmed Efendi

Şerhu’l- Alâki’l-Adudiyye Geleneği Çerçevesinde Taşköprülüzâde Ahmed Efendi ve Müneccimbaşı Ahmed Dede’nin Ahlâkî Tekâmül Anlayışları Dr.Asiye Aykıt İslam felsefesi geleneğinde hikmet; nazarî ve amelî olarak ikiye ayrılır ve ilki daha çok insanın bilme faaliyetiyle, İkincisi ise bu bilgiyle bağlantılı olarak eylemleriyle irtibatlandırılır. Birincisinde başarılı olmak bizi nazarî kemale, İkincisinde başarılı olmak ise amelî kemâle götürür. Her […]

Daha fazla oku
Ebû Bekir er-Râzî – Felsefe Risaleleri -Alıntılar

En kötü şey, bilmediği halde ruhlara tahakküm etmek; bilip anlamadan bir şey hakkında olumlu veya olumsuz emir vermektir. Bu gibilerin arasında öyleleri vardır ki, bir hayat kurtarmak için adeta can verirler.Ayrıca kendilerine söz gelmesin diye de, iki kişi yanında maldan, paradan en ufak bir söz etmezler. Sonra da hiçbir ölçüye ve araştırmaya başvurmadan, hiçbir esasa […]

Daha fazla oku
Ahlak Vasfının Dolayımsızlığı ve Kapsamı

İnsan irâdesiyle meydana gelen davranışlar, birer oluş ola-rak değerlendirildiğinde salt hareketlerden ibarettir. Aslında birer oluş olmak bakımından birbirlerinden tefrik edilmesi mümkün olmayan hareketler bütünü, yapılacak sınıflamalar dikkate alındığında çoğalır ve çeşitlenir. Öncelikle salt hareket olmaları bakımından bilinen hareket kategorilerine bağlı olarak çeşitli sınıflamalara tabi tutulur. Bu bağlamda bir hareketin nitelikte, nicelikte, mekânda, konumda vs. olduğunu […]

Daha fazla oku