Tıbbın Tanımı ve Konusu

İbn Sînâ el-Kânûn fî’t-Tıb ve Kitabü’ş-Şifa İbn Sînâ’nın en önemli eserleri olarak bilinirler. Kendi ifadesiyle, “bir doktorun bilmesi gereken asgari bilgiyi içeren” el-Kânûn fî’tTıb, hem Doğu’da hem de çeviriler yoluyla Batı’da hekimlerin el kitabı olarak yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Latinceye çevirisi Cremonalı Gerard tarafından 1473’de Milano’da basılmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda İngilizce, Almanca, Fransızca dillerinde eserin […]

Daha fazla oku
Beden Öldükten Sonra Nefsin Ölmediğinin Açıklanması

Beden Öldükten Sonra Nefsin Ölmediğinin İkna Yöntemiyle Açıklanması Onuncu Fasıl Fahreddin Râzî (ö. 1210) [1]Birinci delil: Akıllı kimselerden büyük bir grup, insanların en fazi­letlisinin peygamberler, veliler ve metafizikçi filozoflar olduğu hususun­da anlaşmışlardır. Fizik ve matematikle uğraşan filozofların varlığındaki fayda ise dünya hayatını yoluna koymak içindir. Mademki bu hayat baya­ğıdır, ona hizmet edenler de şerefli sayılamaz. [2] […]

Daha fazla oku
Aklî Hazların Duyu Hazlarından Daha Değerli ve Daha Üstün Oluşunun Açıklanması

Yirmi İkinci Fasıl   Fahreddin Râzî (ö. 1210) [1] Bilmelisin ki, avamdan kimselerin yapısında baskın olan anlayış, yeme ve cinsel ilişkiden alınan hazzın en güçlü haz ve en üstün mutluluk olduğu yönündedir. Bu yüzden çoğunlukla halk, âhirette yalnız lezzetli yiyeceklere kavuşmak ve orada [hurilerle] çok cazip evlilikler yapmak ümidiyle yüce Allah’a ibadet eder. Bu, bilge […]

Daha fazla oku
İmam Gazali ve Emile Boutroux

Son günlerde tartışmalar İmam-ı Gazali ve İslâm dünyası filozofları çevresinde devam ediyor. Bu tartışmaya şahsi bir katkıda bulunabilirim. * Şimdi ben Bergson, Blondel gibi filozofların hocası olarak bilinen Emile Boutroux’yu okuyorum da şöyle diyor: * “Reform hareketi hristiyanlığın yıkılması demek değildir; hristiyanlığın Aristo felsefesiyle temellendirilişinin yani skolastiğin yıkılması demektir.” * “Bundan müesses hristiyanlık zarar görmüş […]

Daha fazla oku
İnsanî Eylemin/İtibâr Belirli Bir Süreklilik İçinde Hakikatleşmesi,Nesnelleşmesidir

İnsanın irâde ve ihtiyârının sonucu olarak ortaya çıkan eylemin/amelin tahakkuku, taayyünü, tecessümü, nesnelleşmesi, söz konusu var-olanların, varlık illetidir. Aynîleşme, yani taayyün, yalnızca doğal nesnelere yüklenilen bir sıfat (vucûd-i aynî) iken, artık, insan irâde ve ihtiyârının yönlendirdiği eylemlerin sonucunda ortaya çıkan beşerî üretimin/yapıların da bir tür sıfatı hâline gelmiştir; böylece insanın eylemi (amel) sonucunda tahassul eden […]

Daha fazla oku
Felsefe-Tarih ilişkisi

İhsan FAZLIOĞLU Türk Tarih Kurumu Haziran 2013 Konumuz, felsefe ile tarih ilişkisi olduğundan, doğrudan, tarih felsefesi anlatmayacağım. Çünkü, günümüzde, tarih felsefesi dediğimizde, iki tür temel başlık söz konusudur. Birincisi, Tarih Metafiziği dediğimiz, daha çok, Alman Okulu’nun kurucusu olduğu, Kant’tan itibaren başlayan ama özellikle Herder, Hegel ve Dilthey çizgisinde devam eden bir tarih metafiziği… Tarih metafiziği, […]

Daha fazla oku
Maddi Bir Medeniyet

    René Guénon(*) Modern Batı medeniyetini salt maddî bir medeniyet olmakla suçlayan Doğuluların bütünüyle haklı olduğu şimdiye kadar söylenenlerden açıkça ortaya çıkmaktadır. Yine Batı medeniyetinin gelişimi sadece bu yönde [maddî bakımdan] gerçekleşmiştir ve ona hangi açıdan bakarsak bakalım, bu maddîleşmenin az-çok doğrudan sonuçlarıyla kar­şılaşıyoruz. Bununla birlikte konu hakkında söylediklerimize hâlâ ilave edecek bir şeyler […]

Daha fazla oku
E.F.Schumacher-Aklı Karışıklar için Klavuz Adlı Eserinden Alıntılar

      Felsefi Haritalar Üzerine …Modern materyalist bilimcilik (scientism) tarafından üretilen haritalar, gerçekten ehemmiyeti olan bütün sualleri cevapsız bırakmaktadır. Daha kötüsü, mümkün bir cevaba götürecek bir yol bile göstermemektedir: suallerin geçerliliğini inkâr etmektedirler. Yarım yüzyıl önce benim gençliğimde durum yeterince vahim idi; şimdi daha da kötü, zira bilimsel yöntemin bütün konulara ve disiplinlere hep […]

Daha fazla oku
“İki asırdır düşünmediğimiz” Yargısı Hakkında

Âfâk: Müslümanların iki asırlık yaşadığı tecrübenin belki en ağır kaybı ‘düşünmenin imkânını’ yitirmesidir. Bu yitirmişlik Müslümanlara, korka korka nassa sarılmaktan başka bir imkân bırakmadı. Sizce Müslümanlar/Dindârlar düşünmeye ne zaman muhtâç olacaklar? İhsan Fazlıoğlu: “İki asırdır düşünmediğimiz” yargısı bir yanılsamadır. Kimilerine göre bu bin yıldır böyle… Tarihî tecrübe bilinmiyor; malumât eksikliği var; ama öncüller olmadan kolayca […]

Daha fazla oku
Gençlerin ve Çocukların Eğitimi

(Bu bölümün büyük bir kısmını Bryson’un kitabın dan aldım). Yukarıda söylediğimiz gibi insanda onaya çık.m ve oluşan ilk güç, beslenmeye karşı istek duyduğu güçtür. İşte onun yaşamasını da bu beslenme sağlar. İnsan doğuş tan süte doğru hareket eder ve hiçbir bilgiye ve öğrenime dayanmaksızın anne memesini arar. Kendisinde ses çıkararak süt isteme gücü meydana gelir, […]

Daha fazla oku