Kategoriler: Tasavvuf

Fatiha Suresi ve Marifetullah

Allah’a yemin ederim ki Mikâil şöyle haber vermiştir: Allah’a yemin ederim ki İsrafil şöyle haber vermiştir: Allah’a yemin ederim ki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Ey İsrafil izzet ve celalim, varlığım ve keremim üzerine yemin ederim ki: Fatiha suresiyle beraber besmeleyi bir defa okuyan kimseyi bağışladığıma şahit olunuz. O kimsenin iyiliklerini kabul ettim ve günahlarını sildim; dilini ateşte yakmayacağım, kabir ve ahiret azabından ve büyük korkudan onu kurtaracağım, peygamber ve velilerden önce bana kavuşacaktır”

Hadisin Sırrı ve Manalarının İzahı

Bir kudsi hadiste Hz. Peygamberin Allah Teâlâ’nın namaz hakkında şöyle buyurduğunu haber verdiği rivayet edilmiştir: “Kul, besmele çekince Allah Teâlâ ‘Kulum beni zikretti’ der. El-hamdu li’llahi rabbi’l-âlemin [Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur] deyince de’Kulum beni övdü’buyurur.”

Hadis böyle devam etmektedir.

Bu hadisten bu ölçüde bir iktibas, önceden zikredilen hadisin manasını açıklamada bir anahtar ve mukaddime gibidir.

Bunu anlayınca şu da bilinmelidir ki:

Akıllı insan, tek başına besmelenin Fatiha ile birleştirilmesinin ve bunun telaffuz edilmesinin böyle bir neticeyi ve kıymeti meydana getiremeyeceğini bilir. Buradaki sır şudur: Hak besmeleyi zikir, hamdı da bir övgü kabul ederek, bunları bu yönden ayırt etmiştir.

Akıllı kişiler ve tahkik ehli şunu bilir: Övenin övülene sena etmesi, övenin bulunduğu hale nispetle, övülenin bulunduğu hali tarif eder.

Gerçek zikrin hakikati, zikredilene tam olarak delalet eden şeyi ifade etmesi ve onun zâtını dile getirmesidir; ya da zikredenin, zikredileni nefsinde hazır kılması [istihdar] veya onunla birlikte hazır olmasıdır. Huzûr ve istihdar ise bilinenin ortaya çıkartılmasından [istida] ibarettir. Bunun neticesi de ilme râcidir.

Buna göre zikir bir açıdan senadan farklı değildir, fakat Hakk’ı bilerek ve tanıyarak zikreden kimseye nispetle böyledir.

Buna göre Hak adeta şöyle demektedir: Sena eden kişi senasıyla gerçek bir tarif —ki bu tarif, o varlığın zikredilen olması yönünden olsa bile- yaptığı gibi zikri senasıyla birleşip zikretmesi övülenin zâtını övmesi haline gelen kimse muhakkik, ikram ve yakınlığı hak etmiş kişidir.

Böyle bir halin gerçekleşmesinin zor olduğu ve insanların genelinin bundan mazur sayılacağında şüphe yoktur. Bu zikrin neticesi, Hakk’a yakınlık ve ikram getirmesidir.

İşte nadir bulunan budur, yoksa insanların zannettiği gibi besmelenin fatihayla beraber telaffuz edilmesi değildir.

Allah Teâlâ, gerçek mürşiddir.

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce