Fatih Sultan Mehmed’in Kudüs İle İlgili Fermanı

fatih-sultan-mehmed-kudus-fermani-250x250-1 Fatih Sultan Mehmed'in Kudüs İle İlgili Fermanı1453 yılında İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed, Osmanlı Devleti’ni günümüz Amerika Birleşik Devletleri gibi, dünyanın tek süper gücü haline getirmiştir. Nasıl İstanbul’da bulunan gayr-i Müslimlere onların hak ve hürriyetlerini garanti altına alan bir ferman vermiş ise, aynan öyle de kendisine, ellerinde Hz. Peygamber’in mübarek eliyle imzalı hatt-ı hümayunları ve Hz. Ömer’in Kufi Hattıyla yazılı yukarıda zikrettiğimiz fermanıyla gelince, Kudüs’teki Hıristiyanlara da bir hak ve hürriyetler fermanı vermiştir. Bunu ilk defa neşrediyoruz. 

Orijinali, Kudüs Rum Patrikhanesinde ve bir sureti de Osmanlı Arşi-vinde bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmed’e gelerek bu fermanı alan Rum Patriği Atnasiyos’tur.

Fatih’in Kudüs’teki Mukaddes Mekânlarla Alakalı Fermanı

1) Mucebince amel oluna; her kim hatt-ı hümayun-ı sa’adet-makrunu fesh ederse, Allah’ın la’netine uğrasun.

2) Allah’ın izni ve Hz. Peygamber’in manevi yardımı ile İstanbul’u feth edince, dünyanın değişik bölgelerinden şahlar ve krallar, fethi teb-rik için elçiler gönderdiler. Bu arada Kudüs’te bulunan Rum Patriği Atna-siyos da, kendi rızasıyla kapıma gelip, daha önce Hz. Peygamber’in mü-barek eliyle imzalı emrini; Hz. Ömer’in Kûfî hattıyla yazılmış fermanını ve eski padişahların verdikleri fermanları ibraz ederek, Kudüs-i Şerif’de bulunan içeride ve dışarıdaki Kamame Kilisesi başta olmak üzere bütün namazgâhların ve ziyaretgâhların aynen kendi tasarruflarında kalmasını rica eyledi.

3) Ben de buyurdum ki, eskiden ihsan olunduğu üzere, içeride yer alan Kamame Kilisesi ile bütün namazgâhları ve ziyaretgâhları; Gürci Manastırı olan Mar Ya’kub; Kudüs dışında yer alan manastırlar ve kilise-ler; Hz. İsa’nın doğduğu yer olan Beytüllahm’deki Büyük Kilise; mağara ve Kilisede yer alan üç kapı tasarruflarında ola.

4) Hıristiyanların Kudüs’teki bütün patrik, papaz ve yamakları, bac, harac ve diğer örfî ve ve şer’î vergilerden mu’âf olalar.

5) Bütün bu haklar ve hürriyetler, Hz. Peygamber, Hz. Ömer ve eski padişahlar tarafından ihsan olunduğu gibi, benim fermanım ile de veril-miştir. Tasarrufumda ve hükmüm altında bulunan bütün valiler ve adamlarım buna riayet edeler. Kimseyi rahatsız eylemeyeler.

İnceleyin:  Fatihler ve Zalimler

6) Eğer bundan sonra halifelerden, vezirlerden, âlimlerden veya Ümmet-i Muhammed’in diğer fertlerinden kim ki, Hz. Peygamber’in mübarek eliyle imzalı olan emrine, Hz. Ömer’in Kûfî hattı ile olan fer-manına, diğer padişahların fermanlarına ve benim fermanıma, para veya hatır gönül diyerek muhalefet ederse, Allah’ın ve Peygamberinin hışmına uğrasın.

7) Şöyle bileler, alâmet-i şerife i`timâd ve inkıyâd kılalar. 15 Şevval 862/1458 İstanbul” .

Fatih Sultân Mehmed, Kudüs’teki önemli mukaddes mekanları da teker teker saymaktadır. Bir de aslını verelim.

“Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin Hatt-ı Hümayunları ile Sa-daka ve İhsan Buyurdukları Emr-i Alişandır

1) Mucebince amel oluna; her kim hatt-ı hümayun-ı sa’adet-makrunu fesh ederse, Allah’ın la’netine uğrasun.

2) Sebeb-i tahrir-i tevkî`-i refî`-i hümâyûn, vâcib’üt-tastîr-i yarliğ-i belîğ-i hümâyûn -Nassarahullahu Te`âlâ ilâ-i yub`asûn- oldur ki;

3) Bi iznillahi Te’âlâ Hazret-i Resûl hurmetiyle Makam-ı Kostantınıy-ye feth u fütûh oldukda etrâf ve eknâfdan şahlar ve krallar Âsitâne-i Sa`âdetime elçiler gelüb feth u fütûhı arz edüb bu kerre Kudüs-i Şerif’de olan Rumların Patriği Atnasiyos (?) nam râhib rızalarıyla gelüb Âsitâne-i Sa`âdetime yüz sürüb ve Hazret-i Resûl-i Ekrem Hazretlerinin (Sallalahu aleyhi ve sellem) mübarek eliyle ve pençesiyle imzalu olan hatt-ı hümâyûnları ve Hazret-i Ömer bin Hattab Hazretlerinin (Radiyallahu Te`âlâ anh) verdüği Hatt-ı Kufi ile ve selâtîn-i mâziyeden hatt-ı hümâyûnları ibraz edüb ve ricâ eyledi. Ol minval üzere Kudüs-i Şerif içerüsün ve taşrasunda namazların ve ziyaretlerin kel-evvel Hazret-i Resûl-i Ekrem Hazretlerinin (Sallalahu aleyhi ve sellem) ve Hazret-i Ömer bin Hattab Hazretlerinin (Radiyallahu Te`âlâ anh) ve selâtîn-i mâziyeden sadaka ve ihsan olunan hatt-ı hümâyûnları mûcebince zabt ve tasarruf eyleyeler.

4) İmdi kadimden ferman ve sadaka olunub bi aynihi içerüde olan Kamame ile cemî` namazgahları ve ziyaretleriyle ve Gürci Manastırı olan Mar Yakub ve Kudüs-i Şerif taşrasında olan manastırlar ve kiliseler ve Hazret-i İsa (Aleyhisselam) Hazretlerinin doğduğı Beytüllahm Kilisey-i Kübrâ ve Mağara ve Kilisede olan üç kapu miftahlarıyla şimal ve kıble ve garbî tarafından içinde olan cemî`-i millet-i Nasrâniyye Kudüs-i Şerif Patrikleri, yamakları bu vefk üzere eşyaları bâc ve harâcdan ve kakırlar-dan ve sâir tekâlif-i örfiyyeden kadîmden sadaka ve ihsan ve ferman olunan bi aynihî küllîsinden mu`âf ve müsellem olmak içün rice eyledük-leri ecilden; imdi kadîmden Hazret-i Resûl-i Ekrem Hazretlerinin (Salla-lahu aleyhi ve sellem) ve Hazret-i Ömer bin Hattab Hazretlerinin (Radi-yallahu Te`âlâ anh) ve selâtîn-i mâziyeden sadaka ve ihsan ve ferman olunan hatt-ı hümâyûnları mûcebince, cenâb-ı celâletim dahi sadaka ve ihsân ve fermân-ı âlî-şânım olmuşdur.

İnceleyin:  Sömürgeciliğin Karşısında Bir Devlet Olarak Osmanlı

5) Tasarrufumda ve hükmümde olan memleketler eğer deryadan ve karadan hâkim`ül-vakt olanlar Kudüs-i Şerif Patriği ve ruhbanları mezbûrlara himâyet ve sıyânet ve âhardan kimesne rencide eylemeye-ler.

6) Ve eğer Hazret-i Resûl-i Ekrem Hazretlerinin (Sallalahu aleyhi ve sellem) sadaka ve ihsan olunan mübarek pençesiyle imzalu olan hattı ve Hazret-i Ömer bin Hattab Hazretlerinin (Radiyallahu Te`âlâ anh) verdüği Kufi ile hattı ve selâtîn-i mâziyeden sadaka ve ihsan olunan hatt-ı hümâyûnları ve el-ân sadaka ve ihsan olun hatt-ı hümâyûn-ı sa`âdet-makrûnı ve fermân-ı âlî-şânı alub bundan sonra gelen halifeler ve vüzerây-ı izâmdan ve ulemâdan ve ehl-i örfden ve kapu kullardan ve sâir Ümmet-i Muhammed’den akçe içün veyahud hâtır içün feshine murâd ederler ise, Allah’ın ve Hazret-i Resûlün hışmına uğrasun.

7) Şöyle bileler, alâmet-i şerife i`timâd ve inkıyâd kılalar. Tahrîren fî evâsıt-ı Şehr-i Şevvâl’il-Mükerrem li seneti isneyn ve sittîn ve semâne-mi`ete. Sene 862
Bi Makam-ı Kostantınıyye” .

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz

 

Yusuf Aslan

Tarih talebesi ve ilme pek meraklı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir