Farz’ın Farziyetini,Haramın Hürmetini İnkar Meselesi

FARZIN FARZİYETİNİ, HARAMIN HÜRMETİNİ [HARAMLIĞINI] İNKÂR NE ZAMAN KÜFÜR OLUR?

Usulün hüküm bahisleri okunurken farz ve vacip arasında bir de haram ile tahrimen mekruh arasında şöyle bir ayrım yapılır:

“Farzın farziyetini, haramın hürmetini inkâr kişiyi dinden çıkarır. Ama vâcibin vücûbunu, mekruhun kerâhetini inkâr kişiyi dinden çıkarmaz. Çünkü farz ve haram; sübut ve delaleti kat’î delillerle sabit olduğundan bunların dinden olduğu kesindir. Vâcip ve tahrimen mekruh ise zannî delillerle sabit olduğundan bunların dinden olduğu kesin değildir.”

Burada çoğu zaman gözden kaçan bir husus vardır: Bir şeyin “dinde farz” veya “dinde haram” olması ile “belirli bir mezhepte farz” veya “belirli bir mezhepte haram” olması farklı şeylerdir. İnkârı küfrü gerektiren kısım “dindeki farz ve haramların inkârı”dır.

Mezhepteki farz ve haramların inkârı küfrü gerektirmez. Bir şeyin “dinde farz” veya “dinde haram” olması demek ise o konuda bütün müslümanların icma etmiş olmasını, hiçbir ihtilaf olmamasını gerektirir. Bir şeyin mezhepte farz veya haram olması, o konuda müslümanlar arasında ihtilafın bulunduğu anlamına gelir.

Beş vakit namaz, Ramazan orucu, zekât ve hac “dinde farz” olan hususlardandır. Yine adam öldürme, zina, hırsızlık, kumar ve faiz “dinde haram” olan hususlardır. Bunların inkârı kişiyi kâfir kılar.

Buna karşılık;

a) Mesela “abdestte tertibe riayet ve niyet etmek” Şâfiî mezhebinde farz olduğu halde Hanefîler bunun farziyetini kabul etmez, sünnet olarak kabul ederler. Bu durum onları kâfir kılmaz.

b) Demir ile demir karşılıklı olarak değiştirilirken bu değişimin eşit ya da peşin olmaması Hanefî mezhebine göre haramdır, faiz olur. Ancak Şâfiîler, demiri faize tabi mallardan kabul etmedikleri için bu değişimi caiz görürler. Hanefîler, Şâfiîleri bu mesele sebebiyle tekfir etmez.

c) Kadınların altın gümüş takılarında Hanefîlere göre zekât farzdır. Şâfiîler ise bunu farz olarak kabul etmezler. Hanefîler bu sebeple Şâfiîleri tekfir etmez.

d) Balık dışındaki deniz ürünlerini yemek Hanefîlere göre haramdır, Şâfiîlere göre ise helaldir.

Bu listeyi uzatmak mümkündür. Demek ki bir şeyin “tüm müslümanlarca farz veya haram kabul edilmesi” durumunda onun farziyet veya haramlığını inkâr etmek bütün müslümanların icmaına karşı çıkmak anlamına geldiği için küfrü gerektiriyor. Ama belirli bir mezhebe göre farz veya haram kabul edilen bir şey, bir delile binaen başka bir mezhep tarafından farklı değerlendirildi
ğinde farklı hükmü benimseyenler “kâfir”, “fâsık”, “bidatçı” olarak görülmüyor. Vallahu a’lem.

(Soner Duman / 02.Mart.2017/Perşembe)

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce