İslâm Dünyasının ‘Püsküllü Bela’sı: Neo-Selefîler

Arap Baharı olarak adlandırılan süreç, ‘devrim’ olarak adlandırılmıştı. Şimdi, Selefilik, sadece İslam dünyasında değil, Balkanlar, Türki Cumhuriyetler, Afrika ve Avrupa’da deyim yerindeyse ‘ışık hızıyla’ yayılıyor. ARAP BAHARI ‘DEVRİM’LERİNDEN, SELEFİ ‘KARŞI-DEVRİM’LERE… ‘Karşı-devrim’ hareketinin önünde, eski ve yeni yerli aktörler, gerisinde ise sömürgeci ülkeler var. Eski aktörler, diktatörlüklerin artığı, ‘her türlü kullanıma elverişli’ tipler: Özellikle de kaos […]

Daha fazla oku
Entelektüelle ve Akademisyenle Nereye Kadar?

Dünyayı ve hayatı anlamak için önümüze sunulan iki figür var: Entelektüel ve akademisyen. İki figür de, hem hakikat’ten nasipsiz, hem de ‘halk’tan: O yüzden, bu iki figürün, bizi fırlattığı yer, ‘izm’ çukuru: Entelektüalizm ve akademizm kıskacı. Entelektüel/izm ve akademi/zm, dünyayı, eşyayı ve insanı anlama sürecinde bir işe yarıyor elbette; ama çok sınırlı bir yere kadar. […]

Daha fazla oku
Osmanlı Bilfiil Çöktü Ama Bilkuvve Yaşıyor!

Önümüzdeki süreçte, öncelikli olarak konuşmak zorunda kalacağımız iki temel sorun olacak: Birincisi, sömürgecilik tarihi ve Batı hâkimiyetinin tüyler ürperten hikâyesi… İkincisi de, Osmanlı’nın dün gördüğü tarihî rolün, yarın da zorunlu olarak yeniden hatırlanmak ve hayata geçirilmek zorunda kalınması… OSMANLI’NIN BİTİRİLEMEMESİ GERÇEĞİ Elbette ki, Osmanlı bilfiil çöktü; ama bilkuvve yaşıyor. Batı uygarlığı, -özellikle de Amerikan tecrübesi […]

Daha fazla oku