Tevâtürle Sabit Hükümleri İnkar Etmek

Ebubekir Sifil: Zaman zaman gençlerin bilhassa itikadi konularda serbestçe sarf-ı kelam ettiği konusunda mailler alıyorum. İnternetteki kimi forumlarda tevatürle sabit bir takım meselelerin inkârı söz konusu oluyormuş. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmanın getirdiği önemli bir tehlike bu. Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü, kabir azabı ve benzeri meseleler hakkında genellikle şu tarz değerlendirmeler yapılıyor: “Bu meseleler […]

Daha fazla oku
Resulullah’tan (a.s) Tevatür Yoluyla Geldiği Bilinen Şer’i İlkelerden Birini İnkar Eden Kimseler Hakkında

Beşinci mertebede, açıkça yalanlamayı bırakan ancak Resûlullah’tan (s.a.s.) tevâtür yoluyla geldiği bilinen şer’î ilkelerden birini inkâr eden kimseler bulunur. Bu kişi, “Beş vakit namaz vâcip değildir” diyen kişi gibi, “Bu ilkelerin Resûlullah’tan geldiğini bilmiyorum” diyebi­lir. Bu kimseye Kur’ân âyetleri ve hadisler okunduğunda da “Ben bunla­rın Resûlullah’tan geldiğini bilmiyorum, belki bunlar yanlıştır ve değişti­rilmiştir” diye cevap […]

Daha fazla oku
Peygamberimizden (a.s.m) nakledilenlerin kaynağı

Bismillahirrahmanirrahim ÜÇÜNCÜ ESAS: Naklolunan haberler, eğer tevatür suretinde olsa, kat’îdir. Tevatür iki kısımdır: Biri sarih tevatür, biri mânevî tevatürdür. Mânevî tevatür de iki kısımdır.(Haşiye) Biri sükûtîdir. Yani, sükût ile kabul gösterilmiş. Meselâ, bir cemaat içinde bir adam, o cemaatin nazarı altında bir hâdiseyi haber verse, cemaat onu tekzip etmezse, sükûtla mukabele etse, kabul etmiş gibi […]

Daha fazla oku