Türkiye’de Tek-Parti Dönemi Totaliterlik Deneyimi

1 Tek-Parti Diktatörlükleri Avrupa’da iki dünya savaşı arasındaki dönemde birçok otoriter rejim kurulmuştu. Öyle ki 1918-45 arasındaki yıllara “diktatörlükler çağı” demek yanlış olmaz. İtalya’da Faşistler 1922’nin Ekim ayında Roma Yürüyüşü ile iktidara geldi; Almanya’da Naziler 1933’te Hit- ler’in Şansölye ilan edilmesiyle büyük bir zafer kazandılar; İspanya 1923’ten 1930’a kadar General Primo de Rivera’nın askeri diktatör […]

Daha fazla oku
Tek Parti Döneminde Kültür İnşası ve Kamusal Alan’

Yılmaz Çolak” Giriş Bu bölümde, Tek Parti döneminde gerçekleşen ulus-inşa süreci kapsamında kültür inşası süreci ve dinamikleri anlaşılmaya çalışılmaktadır. Ele aldığımız konu bir anlamda Türkiye’de kültürel iktidarın kuruluşunun ve tartışmalı doğasının sınırlarıdır. Erken Cumhuriyet döneminde kültür, devletle ilişkisi anlamında modernist siyasal projenin içerisinde yer alan reformist bir kültür programının nihai ürünü olarak ortaya çıkmış ve […]

Daha fazla oku
Bir Medeniyet Projesi Olarak Dayatmacı Sekülerleşme (1923- 1950)

  Türk toplumunun modernleşme süreci, 1718’lerde başlar, 1923’de olgunla­şır ve nihâî merhaleye erişir. Osmanlı devletinin 18. ve 19. yüzyıl dönemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin alt yapısının teşekkül devridir. 18. yüzyıldan itibaren Türk top­lumu, batılı kurumları örnek alır. Kısmî değişimle savunmacı karakterde başladığı süreci, giderek toplumun diğer alanlarını da içeren kapsam genişliğinde sürdürür. Osmanlı’da batılılaşma, belli kurum ve […]

Daha fazla oku
Bir Seküler Din Olarak Kemalizmin İnşası

  Türkiye’de bir seküler din inşa etmek Füsun Üstel, bütün rejimler ve ideolojiler gibi Kemalizmin de zora ve ikna/ rızaya dayanan ikili bir yapısı olduğunu, ama Kemalizm özelinde zora da­yanan boyutun fazlasıyla öne çıkarılıp, diğerinin çokça ihmal edildiğini be­lirtirken haklıdır.[1] Eskiden bu vazifeyi ifa eden İslâm’ın giderek denklem­den çıkmaya başladığı noktada, Kemalizmin bir seküler milliyetçilik […]

Daha fazla oku
Tek Parti Dönemi -2

  Türk Ocakları Türk Ocağı, İkinci Meşrutiyet Devri’nde faaliyet yürüten “Türk Der­neği” (Kuruluş: Kasım 1908) ve “Türk Yurdu” (Kuruluş: Ağustos 1911) isimli derneklerin üçüncü halkasını teşkil eder. Türk Derneği yerini Türk Yurdu’na, Türk Yurdu da Türk Ocağı’na bırakır. Türk Ocağı, tü­züğünün 1. maddesinden anlaşıldığına göre, resmen 25 Mart 1912’de kurulur. 1912’den itibaren milliyetçi fikirlerin ana kaynağı olan […]

Daha fazla oku
Chp ve Demokrasi

Zekeriya Sertel’e göre, Cumhuriyet ilan edilmişti ama memlekette hürriyet ve demokrasiye gidildiğine dair hiç bir işaret yoktu. Halka hiç önem verilmiyordu. Halk yine sefaletle başbaşa idi. Ankara Rejimi halka ait sorun ve talebleri parti mutemetleri aracılığıyla takip etmekteydi. Ancak mutemetlerin halka yakınlığı, Ankara egemenlerinin yakınlığından daha öte değildi. “Kendisine vazifesi icabı yaklaşan bir mutemetten kaçan […]

Daha fazla oku
1960 Darbesi Sonrası Yönetim

Bütün tek parti yönetimi boyunca halk adına hükmeden bürokrasi olmuştur. Bu yönetimin yasama organında diğer güç odaklarının, mesela büyük toprak sahiplerinin, tüccarların temsil edildiği de bir gerçektir. Ama bunlar, devlet desteğine mazhar olmayı yeterli bularak bir siyasî güç olmaya çalışmamışlardır. Ancak uluslararası konjonktür gereği çok partili siyasî hayata geçişle birlikte bürokrasinin hakimiyeti başka güç odaklarıyla […]

Daha fazla oku
Bir Nutuk Nasıl Adam Öldürür ?

Bursa Nutku,Atatürk’e atfen uydurulmuş yüzlerce metinden sadece biri.Oldukça ‘uç’ bir örnek;çünkü metin gençleri polise, jandarmaya ve mahkemelere karşı silahlı direnişe davet ediyor. Gençliğe Hitabe’nin kan ve şiddet kokan,absürd bir versiyonu var karşımızda,bir mikdar,”Geçnliğe Hitabe’yi”taklid ediyor. Divan şairlerinin,bir gazetede yazdıkları ‘tahmis’ gibi hazır metnin taklidi söz konusu.Bu metin ‘genç’e şiddet koklaan vazifeleri tahmil ediyor. ‘Yönetim biçimini […]

Daha fazla oku
İran mı Yapmak İstiyorsunuz ?

Çağdaş İslam düşüncesinin tek parti iktidarıyla tek taraflı olarak kuramadığı ilişki çok partili dönemle daha üst noktalara yaklaşmışken, hükümeti oluşturan unsurla­ra olduğu kadar devleti meydana getiren seçkinlerle yine aynı sorunları yaşamıştır. İslâm söz konusu olduğunda, devleti elinde tutan kesim katı bir tavır takınarak İs­lâm’ın herhangi bir nüvesinin devlet kademelerinde belirleyici olmasının önüne geç­mişlerdir. İslâm’a karşı […]

Daha fazla oku
Atatürk demokrat mıydı?
Atatürk Demokratmıydı?

Soruyu tersten sorarsanız gerçeğe daha çabuk ulaşırsınız: “Atatürk diktatör müydü?” şeklinde bir ahmak tartışmasına gireceğinize, “Atatürk demokrat mıydı?” diye sorunuz. Hayır, değildi. Bunun “iyi” ya da “kötü” olarak yorumlanması, adı üstünde, yoruma kalmış bir meseledir. “O devirde başka çare yoktu” gibi gerekçeler yalnızca yorumdur. Atatürk bir askerdi. Bir askerin demokrat olması, eğitimine, yetişme tarzına, mesleğine […]

Daha fazla oku