Müslümanların İktidarla İmtihanı: Bir Muhasebe

  İBRAHİM HALİL ÜÇER Müslümanlar son iki yüzyıl içerisinde İslam tarihinde daha önce şahit olunmamış iki büyük travma yaşadı. Bunlardan ilki 19. yüzyıla aitti, İkincisi ise 20. yüzyıla. Her ikisi de Müslüman varoluşuyla ilgili önemli krizlere sebep olan bu travmalardan ilki bir şüphe krizi iken İkincisi siya­set kriziydi. Şüphe krizi etrafında Müslümanlar onları ta­rih sahnesinde […]

Daha fazla oku
Klasik Dönem Ahlak ve Siyaset Düşüncesi

  HÜMEYRA ÖZTURAN AHLAK, insanın tutum ve eylemlerinin niteliklerine odaklanırken siyaset, toplum ve toplum yönetimini konu edinmektedir. Ahlak ve toplumla ilgili ilke ve kuralları içermesi bakımından öncelikle Kur’an-ı Kerim ve sünnet, İslam ahlak ve siyaset düşüncesinin ilk kaynakları olarak değerlendirilebilir. Yaklaşık olarak VIII. asırda başlayan tercüme hareketiyle Süryani, Antik Yunan ve Antik Pers külliyatının Arapçaya […]

Daha fazla oku
Ahmed Güner Sayar – A.Süheyl Ünver’le Sohbetler (7. XII. 1968 – 25. XII. 1985) -Notlar

Kimse vazifesini tam yapmıyor.Kimse, bu yüzden bahtiyar olamıyor. Sayfa 165 Zengin deniyor amma, serveti kendinden değil. Sayfa 70 Amiş Efendi’den dedemin kaydettiği bir diğer sözünü bana yazdırdı, kendisi de yazdı: “Olan olmuş, olacak da olmuştur. Olacak bir şey yoktur.” Sonra, bu sözün altına dedemin düştüğü notu okudu: “Amiş Efendi, 20 Şaban 1338 (9 Mayıs 1920’de […]

Daha fazla oku
Varoluşsal Sorunları Siyasi Formüllerle Çözme Çabası Ve Yanılgısı

Varoluşsal sorunları siyasi formüllerle çözme çabası -ve ya­nılgısı- modern toplum mühendisliğinin tipik tezahürlerinden biridir. İleri sanayi toplumlarında da karşımıza çıkan bu sorun, düşüncenin ve dolayısıyla hayatın giderek sığlaşmasına ve araç- sallaşmasına neden olmaktadır. Yeni bir araba yahut bilgisayar alınca daha mutlu ve “tam” olacağına inandırılan modern tüke­ticiler gibi düşünce insanları ve kanaat önderleri de kısa […]

Daha fazla oku
Tarih’te kalıcı olmanın sırrı nedir?

… ‘hem ilahî hem de beşerî siyasetin amacı insandır’; çünkü ‘nizam-i alem insandır’. Öyleyse insanı ‘rencide edecek’ hiç bir siyaset, tanımı gereği, kalıcı olamaz. Kalıcı siyaset insanı ‘tebcil eden’ siyasettir. İlahî siyasetin, insanı ‘eşref-i mahlukat’ görmesi bu nedenle üzerinde durulması gereken bir noktadır. Öyle ki beşerî siyaset de ancak ve ancak insanı eşref-i mahlukat görüp […]

Daha fazla oku
Varlık Duyuşu

Varlık duyuşu, bütünü idrak için zorunludur; çünkü bütünü idrak edemeyen, başta Tanrı olmak üzere pek çok kavram için derin ve kuşatıcı bir bakış elde edemez. Nitekim eşyaya bakışta insanın bakışına bütüncül bir özellik kazandıran bu varlık duyuşu’dur. Bu nedenledir ki, eski Yunanca’da hólon hem bütün hem organik hem de Evren anlamına geliyordu. Bu durum varlık […]

Daha fazla oku