Teoman Duralı – Din ve Felsefe Bilim Açısından Doğu ve Batı Medeniyetleri -Notlarım-

Geçenlerde Mehdi Hasan diye bir Arap -bilmiyorum Lübnanlı mıdır, Kuveytli mi- el-Cezire’de bir program düzenliyordu, bir tartışma programı. Müslümanlığa çok karşı olan bir hanım çıktı. Ne dese bu hanımefendi uymuyor, oturmuyor yerine, çünkü bilmiyor. “Ben Kur’an’ın ruhuna bağlıyım ama Peygambere inanmıyorum” diyor. Peygamberi olmayan Müslümanlığı düşünemezsiniz, imkânsızdır. Diğer dinlerde bilmiyorum bunun karşılığı nedir, peygamberi olmadan […]

Daha fazla oku
Küreselleşmenin Savaşları ve Buharlaşan Adil Savaş Kuramı

Adnan Bülent BALOĞLU* ÖZ Bugün, küçük bir zengin kapitalist ‘elit’ grubu, elindeki sınırsız güç ve devasa sermaye ile yeryüzü ekonomisine ve siyasetine hükmetmek ve tabii kaynaklarını tekeline almak için büyük bir çaba sarf ediyor. Hedeflerine ulaşabilmek için ellerinde tasarım ve patenti kendilerinin olan bir proje var: küreselleşme! Bu projeyi, liberal serbest ekonomi, serbest pazar, demokrasi, […]

Daha fazla oku
Aydınlanma Sonrasında Ne Başlar?

Yuh Hui Haziran 2018 tarihinde Henry Kissinger, The Atlantic adlı dergide “How the Enlightenment Ends” [Aydınlanmanın Sona Erme Biçimi] başlıklı bir makale yayınladı. İlk bakışta, Aydınlanma yahut “Akıl Çağı”na yapay zekânın son verdiğini söylüyor gibiydi makale. Analiz ve muhakeme kapasitesine sahip makineler, insanın idrak kapasitesini solluyordu. Aydınlanma düşüncesine dayanan teknoloji, temel ilkesi olan felsefeyi azlediyordu. Aydınlanmanın […]

Daha fazla oku
Osmanlı Devletinin Temel Değerleri

Düşünce ve eylemlerin dayandığı unsurlar olarak değerler, toplumsal düşün, cenin temelinde yer alırlar. Başka bir deyişle değerlerin araştırılması, toplumun nasıl düşündüğü ve bu düşüncelerini gerçekleştirmek için nasıl kurumlar oluşturduğu daha açık bir şekilde görülür. Devletin dayandığı üç temel değere yakından bakıldığında ne demek istendiği anlaşılmaktadır. Bunlar, kuruluşu ve sürekliliği sağlayan savaş, toplumsal huzuru sağlayan adalet, […]

Daha fazla oku
İslâm’ın Savaş Mantığı

İslam, gerçekçi bir dindir. Hümanistler, Hıristiyanlar ya da sosyalistlerin yaptığı gibi bir yandan savaşı, insanları öldürmeyi lanet­leyip savaş olgusuna bütünüyle karşı çıkarken, öte yandan tarihin kay­dettiği en acımasız savaşları sürdürmek gibi bir tenakuza düşmez. Sa­vaşın, zulüm ve adaletsizlik sürdükçe kaçınılmaz ve hatta gerekli olu­şunu kabullenirken, hayatın temelinin ise barış olduğunu ortaya ko­yar. Çünkü bizzat İslam […]

Daha fazla oku
Müslümanlar İnançları İçin Savaşır Ve Kazanır Şark İse Sadece Savaşır

Düşmanına verecek bir şeyi olmayan kimse mutlaka kötü, haksız ve canice bir savaş yürütüyordur. Evet olumlanacak olan savaş savaştığı tarafa kurtuluş götürmeyi amaçlayan, en azından kendinden bir şeyler vermeyi gözönünde tutan kişilerin yaptığı savaştır. Müslümanlar her savaştıkları alanda din yayıcılığı yapmışlardır. Kendileri için iyi bildiklerini, onlarla savaşanlara da vermekten çekinmemişlerdir. Bu yüzden müslümanların girdikleri her […]

Daha fazla oku
İnsanın Kendisini Hedef Tutması

İnsanın davranışları kendi başlarına bir sonuç ola­mıyorsa hiçbir zaman doyurucu bir hedefe ulaşmıyacaktır. Yani bir iş kendisi yapılırken, o işi yapmak için bir çaba harcanırken sonucunu da üretmiyorsa o işten iyi bir sonuç beklememiz boşunadır. Bir insanı sevmek tek ba­şına bir amaç, bir sonuç olduğu zaman tamamlanmış, hedefine varmış bir edim olur. Ve lâkin bir […]

Daha fazla oku