Barbar Istilası

Hayatlarımız bir barbar istilası altında, ne ki bu barbar gürz ve topuzla değil, ikna ve reklamın baştan çıkarma yöntemleriyle ruhlarımızı iğdiş ediyor. ‘Yeterli olanı çok az bulan birine hiçbir şey yetmez’ demiş bir bilge. Her şeyin metaya dönüştürüldüğü, insanın bir müşteriye ve bir reklam avına indirgendiği bu istila, sadece satın almakla ve nesnelerle mutlu olabileceğimizi […]

Daha fazla oku
Çocuğunuzu kapitalizmin ‘reklamlarına’ kurban etmeyin!

”Hayâl dünyaları video oyunlarıyla, televizyon ekranından üzerlerine fışkıran şiddetle ve kapitalizmin bu hayâsız saldırısıyla târümâr olan çocuklar bu muhasaradan nasıl etkilenir? Çalışmalar saldırgan reklâmcılığın çocuğun iç dünyasında izler bıraktığını gösteriyor.” Yağız Gönüler, Kemal Sayar’ın ‘Reklamlar, Çocuklar ve Oyuncaklar’ başlıklı makalesini alıntıladı. Teknoloji çocuklara saldırıyor. Reklamlar saldırıyor. Elektronik saldırıyor. Ebeveynler, emanetlerini unutup kariyerlerini diri tutuyorlar. Maalesef […]

Daha fazla oku
Çağdaş Insanın Yüzü

Dünyanın neresinde yaşıyor olursanız olun, yanınızdaki insanın yüzüne bir bakın. O endişeyi yakalarsınız. Korkuyla karışık bir endişedir bu. Bu, kendi ekseninden sapmış bir korkudur. Ne olacağım korkusu, bana ne yapacaklar korkusu, yarınıın ne olacak korkusu… Sürekli olarak kendini bir belânın ortasındaymış gibi duyumsama korkusu. Kararsızlık, tedirginlik, endişe… Sokaktaki insan, kökenini bilmediği böyle bir karışık ruh […]

Daha fazla oku
İletişim Stratejisi Olarak Yerel Bilgi Kullanımı ve 90’lı Yıllarda Reklamlarda Türk İmajına Geri Dönüş

Küreselleşmenin bir sonucu olarak 90’lı yıllarla birlikte ivme kazanan kültürler arası iletişim, bu kültürler arasındaki farklılıkları ortadan kaldırıp adeta ortaya “üniform” bir kültür çıkarmaya doğru evrilirken, bir yandan da bu sürece karşı durmaya çalışanlar olduğunu görüyoruz. “Karşı duranlar” bu çerçevede “Özgürlük alanı”, “direniş vahası” ve “kültürel özerklik” adı verilen kurtarılmış bölgelerin altını her zamankinden fazla […]

Daha fazla oku
Düşman ve Aşk

‘Televizyon insanoğlunun mutsuzluğunun baş sebebi iken evlerin başköşesini kaplıyor. Başköşesini değil başköşelerini kaplıyor. Neredeyse her evde birden fazla televizyon var. Bey, hanım, çocuklar ayrı ayrı odalarda, ayn kanallarda, ayn prog­ramlarda takılıyorlar. Sanki dünyaya vakit doldurmak için geldik de televizyon o ihtiyacı karşılıyor. Sevdiklerimizle geçirmediğimiz vakitleri, on­ları kaybedince anlayacağız; ama biraz geç olacak. Düşman ile aşk […]

Daha fazla oku