Şiir ve Bilgelik

Mustafa Aydoğan 1.Niyazi Mısri veya İnsanın Kendi Aslına Dönme Töreni İnsanın kendine ve varlığa ilişkin tasarrufu aslında şairanedir. Varlığın tecelli etme biçimi hakikat üzere gerçekleşir ve hakikatin sınırları insanın sınırlarını aşar. Hakikat, Allah’ın realitesidir ve mutlak bir realitedir. İnsanı, her türlü oluşun mümkün ve olağan olduğu bir kavrayış noktasına davet eder. Bu davette rica değil, […]

Daha fazla oku
Vücut ve Yön

  Vücut ile yön arasında bir zorunluluk ilişkisi olmalı. Bir vücuda sahip olmamış olsaydık, yönlerle bir ilişkimiz olur muydu acaba? Ya da yönlerle ilişkimiz olmasaydı, bir vücuda sahip olduğumuzdan bahsedebilir miydik? Vücudumuz bizi, bir beşer olarak bu dünyaya bağlayan tarafımızdır. Vücutsuzlaşmak, esas olarak, ölüm dairesi içine girmektir. Ölmek, yok olmak değil, vücutsuzlaşmaktır. Ölüm vuku bulduğunda, […]

Daha fazla oku
Dostluk ve İnanç

Sevdiğimiz, saydığımız kişidir o. Dostluğunu, bize olan takdir duygularını, zor anlarımızda yardımını esirgemeyeceğini, koşup geleceğini sezer, biliriz. Arkadaşlığından kuşku duymayız. Duygularımızın karşılıklılığı hakkındaki içsel bilgimiz, şaşmaz bir doğru şeklinde içimizde durur. İnsanı mutlu eden en hoş durumlardan biri, dostuna dostluk duygularını iletebilmesi olsa gerek. İster sözle, ister mimiklerle, ister anışlarla olsun, dostluğumuzu iletmeyi/ göstermeyi başarabilmişsek […]

Daha fazla oku
Susmak

Yalnızken susmak kolay. Zaten başka yol da yoktur. Ne ki, yalnızken susmayı anlamlı bir susma olarak göremeyiz. Susmanın bir anlamı olması için en az iki kişinin varlığı gerekir. Önemli olan, birlikte susmaktır. Hep beraberken susmak. Başkası, konuşturur. Başkası, söz talep eder. Başkası, kışkırtır. Karşımızdaki, yanımızdaki ikinci bir kişinin varlığı ile biz aslında bir tercihle karşı […]

Daha fazla oku