Sadettin Ökten-Kemal Sayar – Aleme Bir Yar İçin Âh Etmeye Geldik -Alıntılar

KS: Hayat, sonsuz bir koşuşturmaca içinde geçtiğinde içe bakışımız kayboluyor. Hep dışarıya baktığımız zaman, dışarıdan bir medet umduğumuz, alkış beklediğimiz zaman, iç âlemde yalnız kalıp kendimizle konuştuğumuz, dış âlemden saklanabileceğimiz zamanlar azalıyor. Ve bir istiridye kabuğunun içinde kum tanesi olarak kalıyoruz; inciye dönüşme fırsatını heba ediyoruz. Dolayısıyla insan iç âleminin gelişimine ihtimam göstermeli. ————————————————————— Ayaşlı […]

Daha fazla oku
Kemal Sayar – Bir Kalbi Kırılmaktan Koruyabilsem -Alıntılar

Söz kalpten kalbe gitsin daima. Başka yere hiç uğramasın. “Irmak kenarında otur, ömrün geçişini seyret/ Gelip geçen dünyadan bu işaret yeter bize“ diyor Şirazlı Hâfız. Bir ırmağın akıp gitmesi gibi ebediyete akıyor ömürlerimiz. —————————————————– Bir şeyin hakikati, yıkılırken ortaya çıkar. Düşerken, yıkılırken, kaybederken ne isek; aslında oyuz. İnsan düş kırıklığından da öğrenir. Kayıp ve ayrılıklar […]

Daha fazla oku
Ruhun Derin Yaraları

Yara almamış bir talih hiçbir darbeye karşı koyamaz. Ama yaşadığı sıkıntılarla sürekli savaşım halinde olan kişinin derisi aldığı yaralarla kabuk bağlar, hiçbir kötülüğe yenilmez; düşse bile dizlerinin üstünde dövüşür. Seneca ‘ Derin yaraları var ruhun, âdeta bir Kutupyıldızı gibi, onlara bakarak yön tayin ederiz. Nereye gideceksek. 0 izler bize yol gösterir. Yeni bir hayata, berrak […]

Daha fazla oku
Cihana gönül verme

Prof.Dr.Kemal Sayar “Eğer yaşamınızı, doğaya göre şekillendirirseniz asla fakir olmayacaksınız, eğer insanların görüşlerine göre şekillendirirseniz asla varlıklı olmayacaksınız.” Epikür, olmak ve sahip olmak arasındaki gerilimi, bu iki eylemin kaynaklarına işaret ederek konumlandıran ilk düşünürlerden. İlki kökensel ve fıtri bir ihtiyaca, ikincisi ise gölgeler dünyasına, herkes alanına ait ihtiyaçlara verilen cevap tarzı. Ataullah İskenderî “Kendisinden kopması mümkün olmayandan […]

Daha fazla oku
Sabır: Bekleme sanatı

Prof.Dr.Kemal Sayar Hayatlarımızı zaman yönetir; onun içine doğar, onunla yaşar, onda ölürüz.  Ne ki  hayatta her zaman istediğimizi alamayız. Sabır işte bunu öğrenmektir. Beklemeyi bilmelisin. Beklemeyi bilirsen, güzellikler seni bulacaktır. Oysa çağımızda keyif almadan geçirdiğimiz her anı kayıp sayıyor, çabuk tatmin ve keyfi vazgeçilmez buluyoruz.  ‘Musibet, Allah’a şikâyet edildiğinde ibadete, başkasına yanıp yakıla anlatılıp bir sızlanmaya […]

Daha fazla oku
Kemal Sayar – Ruhun Derin Yaraları ”Alıntılar”

Hayatımızı daha geniş bir dairede yaşamak, haberlere gömülüp kalmamak lazım. Bir seferliğine haberi okuduktan veya izledikten sonra ısrarla beş on sefer aynı haberi dinlerseniz, bu artık ikincil travmatizasyon sürecine giriyor. O haberler üzerinden biz örselenmeye başlıyoruz. Çünkü kendimizi çok çaresiz hissediyoruz. O çaresizlik duygusu da insanı tükenmişliğe götüren bir şey. Bol cinayetli, bol komplolu sabah […]

Daha fazla oku
Kemal Sayar, Sadettin Ökten – Aşk İle Anı Seyretmek

Allah ne istiyor kullarından? Çok açık: Hiçbir şey’ı Rab yerıne koyma. Bilim, akıl, imkân, sağlık, her ne varsa. Yanı onlara fazla güvenme, bunların hepsinin üzerinde senin Rabbin var. O yarattı seni ve sana doğru yolu O gösterdi. Yedirdi ve içirdi. Diğer her şey vesile veya vasıta olur. Ama esas başlangıçtaki sebep, her şey ondan geliyor. […]

Daha fazla oku
Derinlik sarhoşluğu

“Dün yürüdüğün yoldan, bugün bir kez daha yürü” dedi adam, sesini bir bilge edasıyla bükerek, “bak o zaman yeni şeyler göreceksin”. Kaybolmayı göze alarak yürü. Çünkü dünya, sırlarını kaybolanlara açar. Dünyayı kaybetmeyi başaran, ruhunu bulur. Tam tersi de doğrudur hani, çokları dünyayı kazanacağım derken ruhlarını kaybeder! Rüya bizim içimizde değil, biz rüyanın içindeyiz. Bakar körüz […]

Daha fazla oku
Senden Sonrası

“Bunca zaman ben bir yalanı mı yaşadım? Mutlu olduğumu zannederken aslında hiç mutlu değil miydim?” Bu soruyu bana yönelten kadın, travmatik bir ayrılığın acısıyla dünyanın yerle bir oluşunu anlatmıyor sadece, hepimizin içinde saklanan ve ancak büyük bir acıyla sorulmayı hak eden o büyük soruyu dillendiriyor.  Tolstoy’un kahramanı, ölüm döşeğindeki İvan İlyiç gibi, hayat boyu hakikati […]

Daha fazla oku
İnşirah

“Hiç doğmamış olmayı dilerdim”. Bu cümle terapi odasının orta yerine mıhlanıyor, doktoru hareketsiz, hastayı geleceksiz bırakarak havada asılı kalıyor. Mazinin derin dehlizlerinden yolunu bulmuş bir uğultu, yaşayan her şeyi donduruyor. O, orada kaldığı sürece kımıldayacak bir boşluk bırakmıyor bize, nereye kıpraşsak orada bir heyula gibi yolumuzu kesiyor. Kimi insanlar hayat boyu bir yük taşıyorlar sırtlarında, […]

Daha fazla oku