Uygarlık Krizi: Otoriteden İktidara

  İktidar kavramı, mâdun olan herkesin ve her şeyin üzerinde kurulan bir güç yönetim ve uygulaması olarak salt siyasî alanda değil, ebeveynin çocuk üzerindeki denetiminden piyasa koşulla­rının tüketici üzerindeki dayatmacılığına kadar her alanda tecrübe edilebilen bir mekanizmanın adıdır. Bu yaygınlık onun doğrudan olumsuzlanması için bir direnç var eder: Nihayetinde aile kurumu, İktisadî piyasa, toplum-devlet yapılaşması […]

Daha fazla oku
Endüstriyel Toplum ve Insanın Anlamı

İstisnası yok ki bütün ideolojik modeller insanı belirli bir çerçeve içinde tanımlayarak kurulmak istenen sistemin gereksinim duyduğu bireyi -bir çarkın dişlisi gibi tasarlama gayreti içindedir. Bireylerin kurduğu değil, bireyi kuran bütünlük fikri insanın anlamı yönünden derin bir açmazı gösterir ki  ideoloji kavramı da insan olma ideasını doldurma amacı içerir. Bu doldurma eylemi, işaret ettiği anlamın (müsemmanın) […]

Daha fazla oku
Kapitalistik Tasarruf:Israf

Tasarruf, şimdilerde bizde ve genelde tüm dünyada harcamamak diye anlaşılıyor. Oysa harcamamak her zaman tasarruf etmek anlamına gelmeyebilir; öyle durumlar olabilir ki harcamamak israf haline dönüşebilir. Konu, ayrıca, işletmeler ve bireyler düzeyinde ayrı ayrı ele alınmaya müsaittir. Tüketim ekonomilerinde, israf yapısal bir olaydır. Dolayısıyla bu tür ekonomilerde üretilen her tür malın bol bol tüketilmesi (israf […]

Daha fazla oku
Bir Çağın Otopsisi

Bir İktisatçının Tespitleri Önümde bir kitap duruyor: Alman Sosyalizm’i. Yazarı: Sombart. Eseri Fransızcaya çeviren: “Dünyanın bütün iktisatçılarını toplasanız, bir Sombart yapmaz” diyor. Ama “yalnız iktisatçı değil Sombart. Sosyolog, tarihçi, hatta  şair.” Birinci bölüm, ekonomi çağının eleştirisi. Sombart’a göre,kapitalist dönemin kötü yönü ne politikası, ne iktisadiyatı.  İnsan, mukaddeslerinden koparılmış,maddî hazlar peşinde koşmağa mahkûm edilmiştir. Suç, ne patronda, […]

Daha fazla oku
Sevgi ve Çağdaş Batı Toplumda Sevginin Yozlaştırılması

Kapitalist toplum bir yandan politik özgürlük ilkesi, diğer yandan tüm ekonomik ve toplumsal ilişkileri pazarın düzenlediği bir temel üzerinde yükselmektedir. Meta pazarı malların hangi koşullarda alınıp satılabileceğini belirler, emek pazarı İse emeğin alınıp satılmasını düzenler. Yararlı şeyler ve yararlı insan enerjisi ve hüneri beraberce zora başvurmaksızın dolandırıcılık yapılmadan pazar koşulları altında alınıp satılacak mallara dönüşürler» […]

Daha fazla oku
İnsanın Düşmanları ve Şeytanın Köleleri

İnsanın ne kadar da çok düşmanı var. Önce, insan kendi kendinin düşmanı. Nefs, ruha zıt bir üslupla dünyaya yönelir, eşyayı kucaklar ve oluşu yorumlarken, her şeyden önce insanın kendi kendine olan zulmünü dile getirmekte, varlık aynasına insan biçiminde bu zulmün gölgesini düşürmektedir. Nefs,insanın enfüsi düşmanı. İçten vuran düşman. Ve insanın bütün öbür düşmanlarıyla elbirliği eden düşman. […]

Daha fazla oku
Eşyanın Zaferi

İlim dediğimiz, kâinatı tanıma aşkımızın çocuğu olan teknik,kültürün zaruri bir neticesidir, demiştik. Teknik, ilimlerden doğarak -sanatlardan faydalanmasını da bilir. Onlarla elele verir. Bize kâinatı daima sevimli yapar. Onda gittikçe artan başarımızı ve ona hakimiyetimizi temin eder. Böylelikle o, kültürden ibaret olan ruhumuzu kavrıyan vücudumuz gibidir. Hayat mücadelesi sahnesinde cesaretle yürüyen ayaklarımız ve hayata her adımda uzanan […]

Daha fazla oku
Batı,Rasyonalizm ve Püritenizm

Çağdaş Uygarlık Düzeyi Çağdaş Batı’nın ayırıcı vasfı rasyonalizasyon, Weber’e göre hayatın bütün bölgelerine sızan bir şeamet bu. İçtimaî şuura  baskı yapan ölü bir ağırlık, karşı konmaz bir alınyazısı. Rasyonalite , kapitalizmin hem yaratıcısı hem eseri. Kapitalizmin ve bürokrasinin İnsanlık bir köleler topluluğu olmak tehlikesiyle karşı karşıya. Weber iki kutup arasında bocalar. Bir yanda muayyeniyetçi tarih felsefesi: […]

Daha fazla oku
Neoliberal Islamcılık-2

Var Olmak İçin Dışa Açılmak 1.2000li yıllardan sonra neoliberal İslâmcılık, İslâmcılık dü­şüncesinin bilhassa Milli Görüş’ün sıkça telaffuz ettiği ağır sanayi, kalkınma fikrinden çıkararak küreselleşmenin getirdi­ği serbest mal ve finans hareketlerine yani neoliberalizme ge­çişi gerçekleştiren güç oldu. Neoliberal İslâmcılık, uzun yıllar sürdürdüğü içe kapalılığı bu dönemde bozarak dışa açılmaya, ülkenin dış yatırımcıya sonuna kadar açık hale […]

Daha fazla oku
Kapitalizme Karşı İslami Hayat

Batı medeniyeti, modernizm, Aydınlanma önemli iddialarla kendi toplumunu dönüştürdü. Bir kere modernizmi ya da Aydınlanma değerlerini devrim olarak algılamamak gerekir; başta teolojik olmak üzere din – devlet ilişkileri esasına dayalı iktidar biçimi Batı toplumlarında çıkmaza girdi. Hristiyan değerleriyle İslam toplumlarını geçmenin, aşmanın imkan dahilinde olmadığı ortaya çıktı. Üstelik Gazali sonrasında İslam aleminin en parlak döneminin […]

Daha fazla oku