Usul Okumak Ne Demek?

Sadece usul-i fıkıh için değil bütün İslamî ilimler [ve hatta belki de bütün beşerî ilimler] için şunu söyleyebiliriz: “Bir ilim dalına ilişkin medlulleri [deliller ile ulaşılmış sonuçları] bilmek ile o medlulleri elde etme sürecini bilmek farklı şeylerdir.” Fıkıh ilminden örnek verelim: Fıkıhta mükelleflerin fiillerine ilişkin farz, vacip, sünnet, mübah, mekruh, haram vb. hükümler, fıkıh ilminin […]

Daha fazla oku
Soner Duman – Usul Yazıları ”Alıntılar”

Kimileri dinin kesin hükümleriyle sabit alanlarında “bana göre” diye başlayan cümleler kurarak kendi düşüncelerini dinin önüne geçirirken, kimileri de tamamen kendi yorumlarını, beğeni ve tercihlerini kendilerine ait bir yorum olduğunu“bana göre” diye belirtmeksizin sanki dinin emriymiş gibi takdim etmektedirler. Her ikisi de sonuçta dindekini bertaraf etme, kendi görüşünü din yerine ikame etme sonucuna yol açabilecek […]

Daha fazla oku
Kur’an ve Fıkıh

Kur’ân ile fıkıh arasında bir alakanın bulunduğu genellikle kabul edilmekle birlikte, bu alakanın keyfiyeti ve başlama tarihi konusunda biri müslümanlar diğeri de müsteşrikler tarafından savunulan iki ayrı görüş ortaya çıkmıştır. Müslümanlar genellikle Kur’ânın başından itibaren fıkhın esasını teşkil ettiğini ve üzerinde ittifak edilen Fıkıh Usûlü olarak bilinen Kitap, Sünnet, Ki’yas ve Icmâ’nın, bu sıralamayla hemen […]

Daha fazla oku
Biz Hiçbir Zaman Kaybetmedik !

Biz tarih de galibiyetler yaşadığımız gibi mağlubiyetler de yaşadık. Ama hiçbir zaman kaybetmedik. Kaybeden taraf olduğumuzu hissetmedik. Uhud savaşının sonunda Efendimiz(sav) askerleriyle birlikte dağın eteklerinden zirvesine doğru geri çekilirken Ebu Süfyan aşağıdan şöyle bağırıyordu: “İşte tarih döne dönedir. Siz bizi Bedir’de yendiniz, biz de sizi Uhud’da yendik.” Yukarıdan Hz.Ömer(ra) Ebu Süfyan’a öyle bir cevap veriyor […]

Daha fazla oku
İslami İlimler ve Tasavvuf

Her şeyden evvel İslâmî ilimler disiplinleri içerisinde “tasavvuf”un müstakil bir anabilim dalı olarak çok hassas bir yeri vardır. Bilineceği üzere Geleneğimizde, bütün bu disiplinler arasında kesişim noktasının hep tasavvuf üzerinden kurulduğu görülmüştür. Mutasavvıf bir fakih, mu­tasavvıf bir muhaddis, mutasavvıf bir müfessir, mutasavvıf bir şair, mutasavvıf bir vezir, mutasavvıf bir paşa, mutasavvıf bir hükümdar… Bunların hepsini […]

Daha fazla oku