Berzah Olarak însan, Berzah Olarak Sinema

ENVER GÜLŞEN “Biz gerçekten inşam en güzel kir biçimde ya­rattık. Sonra onu, aşağıların en aşağısına in­dirdik.   İnsanın bütün macerası bir gerili ip2 üzerinde ayakta dur­maya çalışmaktan ibaret. İpin bir ucu, kendisini en güzel şekilde yaratan Rabb’ine bakarken, diğer ucu, onu her türlü kire toza bulayan “çamura” bağlı. Bu büyük macerada in­sana düşen, ip üzerindeki […]

Daha fazla oku
Her İnsanın Biricik Bir Mahalli Var mı?

AHMET AYHAN ÇİTİL İnsan doğal bir varlıktır. Yerküre-nâm gezegende hem­cinsleriyle birlikte yaşar. Etten, kemikten, kandan, tır­naktan yapılmıştır. Lâkin kendisine doğal varlıklar olarak benzeyen bitkilerden, hayvanlardan farklıdır. Onda bir baş­kalık, bir fazlalık vardır. Sanki doğal olanla sınırlı değil gibi­dir. Düşünür. Düşündüklerini hayata geçirir. Doğal olanın içerisinde doğal olanı aşar görünen dünyalar kurar, özgür bir neden olarak […]

Daha fazla oku
İnsan:Şu İp Cambazı

Tel cambazı istiyordu ki dünya istediği gibi olsun. Bile bıle aldanmaya vardırıyordu işi. Ama olmuyordu, kendisi vardı. Turgut Uyar İnsan, gerilmiş bir ipin üzerinde yürüyen bir cambaz gibidir çoğunlukla, dengesini kaybetmeyegörsün her şey altüst olur, Cambazın hüneri; dengeleyebilme, dengede kalabilme hüneridir. Dengeden bahsettiğimizde itidal sahibi, kendini kontrol etmeyi bilen, aşırılığa kaçmayan, coşkularının, heyecan ve arzularının […]

Daha fazla oku
Muhyiddin İbn Arabi – Rahmetün Mine’r-Rahman – Kur’ân-ı Kerîm Tefsiri cild:1-2-3-4-5 (Notlarım)

  Bismillâhirrahmânirrahim Hamd, evveliyetinin diğer ilkler gibi başlangıcı olmayan, en güzel isimlere ve en yüce ve ezeli niteliklere sahip olan; daha akıl, nefs, basit ve bileşik varlıklar, yer ve gökler yok iken, içindeki bütün mâlumat ile birlikte bütün âlem amâda iken var olan (el-Kain); imkân dâhilindeki hiçbir şeyi yapmaktan aciz olmayan, iradesi ile her şeyi […]

Daha fazla oku
İnsan-Toplum Doğasının Benzerliği

  Karakoç, toplumu analiz ederken âdeta bir insanın şahsiyetini irdeler gibidir. Bu yaklaşım, onun toplumu birçok şahsiyetten oluşmuş bir şahsiyet, bir üst kişilik olarak kabul etmesinin so­nucu olarak değerlendirilebilir. Karakoç, insanın varoluş sebebini “kendisinden kendisini çı­karmak” olarak gördüğü gibi, toplum, halk ve hattâ insanlık için de aynı kuralı gündeme getirerek, toplumun ancak kendi malzemesinden kendini […]

Daha fazla oku
İnsan

Karakoç, insan olmayı bir imkân yelpazesi olarak kabul et­mektedir. İnsan, yelpazenin neresinde olacağına kendisi karar verebilen yaratıktır. Yaratılanların en şereflisi veya aşağıların en aşağısı olmak insanın kendi elindedir. Bu bakış açısıyla Ka­rakoç insanı şu şekilde gruplandırır:   a.Tabiata özdeşmiş gibi yapışık duran insan. b.Sürekli tabiattan kaçış halinde olan insan. Bu kaçış, doğa­ya belli noktalarda bilinçli […]

Daha fazla oku
İnsan Bilgilerinin Niteliği

  İnsan, sembolik düşünme yetisi sayesinde algı planı­nın güdümünden kurtulur ve algı planının hâkimi olur. İnsanın algı planı üzerindeki hâkimiyeti iki bakımdandır. Birinci olarak, insan, zihninde oluşturduğu hükümler­den başka bir şey olmayan bilgileriyle dış dünyayı kavrar. İkinci olarak, zihninde oluşturduğu tasarımlara göre ayar­ladığı eylemlerle ihtiyaçlarını karşılamak ve amaçlarına ulaşmak için dış dünyada değişiklikler yapar. Bilgi, […]

Daha fazla oku
Ralph Waldo Emerson – Denemeler: Birinci Seri ”Notlarım”

  Hiç kimse öğrenmeye hazır olmadığı bir şeyi öğrenemez, söz konusu nesne ne kadar yakında olursa olsun. Bekleyin, yüreğiniz konuşsun. İnsan, hakikate uygun bir ruhla hakikati söylediğinde, gözleri gökyüzü gibi berrak olur. Alçak niyetleri varsa ve sahtelikle konuşursa, gözleri bulanıktır ve bazen de çarpık. Modası geçmeyecek şeyleri söylemenin ve yazmanın yolu içtenlikle söylemek ve yazmaktır. […]

Daha fazla oku
Ebubekir Eroğlu – Çalkantı ve Dalga -Notlarım-

  Her çağrı, kendisine uyma talebiyle birlikte gelir. Bunu destekleyecek doğal eğilimlere sahibizdir. Bizimle ilgili olsun olmasın; yanımızda parlayan bir ışık dalgasına (bakma dan edemeyiz) bakarız. Parıldama, bakılmayı isteyen bir çağrıdır, şiddetli ışık kendisine bakma isteğini uyarır. Bilerek ışığa bakmamışsak, içimizde uyanan, ışığa bakma isteğini atlatmayı tercih etmişiz, demektir. Sessiz bir odada aniden duyulan tıkırtı […]

Daha fazla oku
İnsan-Kendi kendisi İlişkisi

Edep kelimesinin kök manalarına baktığımızda, birincisi “de’b”, terbiye; İkincisi ise“edb” kökünden gelen, davet etme (ziyafet yemeği daveti anlamında üdbe, medebe) anlamlarını görürüz.739 Eğer “davet” ise, nereye davet? İnsan kendi kendini davet edebilir mi? Ama nefs yapısını hatırlarsak, insanın varoluşunu merkezî, “dikey” bir hat etrafında sürdürdüğünü biliriz. Bu hatta ne kadar yakınsak, bir üst varoluş mertebesine […]

Daha fazla oku