İslam Tarih
Müminlerin Emiri Muaviye (radıyallahu anh)’ a Yöneltilen...17 Aralık 2024
Muhammed Ali
17:51 - 6 Temmuz 2020
İnsanoğlu, ilk idrak basamaklarında, kendi iç yolculuğuna, imân ihtiyacı ve amacıyla başlar. İskender-i Zülkarneyn ile Hızırın karanlıklar içinde yolculuklar yapıp âb-ı hayatı aramalarıyla sembolize edilmişti klasik edebiyatta insanın bu iç yolculuğu. İnsanoğlu, varlığını sezer sezmez, bilerek bilmeyerek yaratıcısını aramaya koyulur. Allah’ı aramak, bulmak ve hep onunla olmak, biricik varoluş sebebimiz, dünya zorluklarına karşı tesellimiz ve […]
Muhammed Ali
16:27 - 2 Mayıs 2020
0 Yorumlar
Kaygıların hasıyım ad oldu insan bana Niyâzî Mısrî Ünlü âlim İbn Hazm Ahlâk ve Davranış Tarzları başlığıyla Türkçeye çevrilen eserinde der ki; “İstisnasız bütün insanların peşinden koştuğu tek hedefin ne olduğunu araştırdım ve bunun tek bir şey olduğunu gördüm: Kaygıdan kurtulmak.”[26] İbn Hazm bu hükmü doğrulamak için çeşitli gözlemlerini aktarır ve peygamberler gibi insanlığın yüksek […]
Muhammed Ali
15:40 - 16 Nisan 2020
0 Yorumlar
Kulun Tevbesinden Dolayı Allah’ın Sevinci: Işin başlangıcında Allah’ın kullarına olan sevgisi ve sevinci vardır. Allah Resulü’nün (s.a.) şu sözünü duymadın mı? “Herhangi birinizin tevbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu hoşnutluk, ıssız çölde giderken üzerindeki yiyecek ve içeceğiyle birlikte devesini elinden kaçıran, onu arayıp tarayan ancak netice alamayınca deveyi bulma ümidini tamamen kaybederek bir ağacın gölgesine […]
Muhammed Ali
15:49 - 27 Mart 2020
0 Yorumlar
Yüce Allah’ı tanımaya mârifet dedik. Mârifet, muhabbeti; muhabbet, teslimiyeti; teslimiyet, sevdiğine karşı edep ve itaati gerektirir. Bu itaat; özde, sözde, görünür görünmez bütün hallerde gerçekleşince insan vefa ve sefa sahibi olur. Bu hal, hayatın gayesidir. Dinimiz, Rabb’imize karşı edepten ibarettir. Edep, yüce Allah’ın razı olduğu halde olmak ve onun isteklerine uymaktır. Mârifet, mü’minin ana sermeyesi, […]
Muhammed Ali
16:11 - 14 Ocak 2020
0 Yorumlar
Ebu Said Harraz(ö.899) (Kitâbü ’l-hakâik) Ebû Saîd (rh) şöyle demiştir: Kalpleri minnet bahçelerine dönüştürülmüş, kerem ağaçlarının gölgesinde hoşça vakit geçiren, nimet semereleri arasında cemâl ile nimetlendirilmiş kişinin övgüsüyle Allah’a hamd olsun. O’nun dostları (evliya), nimetinin serbest bırakılmayan tutsakları, seçkin kulları (asfiya) cömertliğinin ayrılmaz rehinleri, sevdikleri (ehibbâ) ise kudreti tahtında nimetlerden azat olmayan köleleridir. Kulluk edenler […]
Muhammed Ali
17:34 - 30 Temmuz 2019
1 Yorum
Sadettin Ökten: O kadar geniş bir mana denizi ki gönül, uçsuz bucaksız. Hayatta her şeyin bir sınırı var, dünyanın bir sınırı var. Bedenimizin, hayatımızın, bilgimizin, duyularımızın bir sınırı var. Gönlümüzün bir sınırı var mı? Sevgimizin, muhabbetimizin, hüznümüzün, şevkimizin bir sınırı var mı? Gönül deyince insanın sonsuzluğa açılması, sonsuzla olan muaşeret, muhasebe ve muarefesinden söz ediyoruz. […]
Muhammed Ali
16:00 - 23 Temmuz 2019
0 Yorumlar
İman, İslam ve İhsan: Allah’ı Görür Gibi İman Etmek, […]
Muhammed Ali
16:35 - 13 Mayıs 2019
0 Yorumlar
Okumak en soylu eylemidir insanın, okumak fikir sahibi olmanın yoludur. Bilgiye araçtır, zihne ilaçtır, zekâya harçtır okumak. Düşünceye yoldur, karanlıktan çıkabilmek için ışıktır okumak. Huzurdur, sükünettir ve en asil eğlencedir okumak. Okumak hayatı keşif çabasıdır, var olmanın anlamını aramaktır, bilgi ile d/olmaktır’, bilince ulaşabilmektir, hayatın merkezine kitabı koymaktır okumak Bazen kaçıştır, bazen arayış, bazen yangındır, […]
Muhammed Ali
16:52 - 23 Nisan 2019
0 Yorumlar
Her canlı, başka birtakım varolanlara nice benzerse benzesin, kendine has özellikler taşır. Bu özellikler, ne denli “özelleşir’lerse, onlarla donanmış canlı, o kadar karmaşıklaşır. Kendine has özellikleri bakımından başka hiçbir şeye geri götürülemez -indirgenemez varolana ‘birey’ diyoruz. Hücreden beşere dek istisnâsız bütün canlılar, bu durumda, ‘birey’dirler. Yalnızca “insanlaşmış’ “beşer’in “bireyliliğ’i, artık eşsiz diye niteleyeceğimiz özellikleri hâizdir. […]
Muhammed Ali
16:56 - 13 Mart 2019
0 Yorumlar
İslâm, bir kültür formu değildir. Islâm’ın gerçeklik ve doğruluk tasavvurunu yansıtan düşünce sistemi ve ondan elde edilen değer sistemi, yalnızca bilim tarafından desteklenen kültürel ve felsefî unsurlardan oluşturulmamıştır; bilakis onun temel kaynağı, dinin tasdik ettiği aklın ve keşf yoluyla ulaşılan ilkelerin kabul ettiği Vahiydir. Islâm kendisini, başlangıcından itibaren mükemmel oluşu sebebiyle gelişim sürecinde işgal ettiği […]
0 Yorumlar