Hz. Peygamber’e verilmiş bulunan her mezi­yetten,mutlaka ümmetine de örnekler verilmiş bulunmaktadır

Onuncu Mesele: Hz. Peygamber’in bizzat kendisine has olan fiilleri hariç, getirdiği diğer hükümler ve yükümlülükler nasıl ki bütün mükellefler için ge­nellik arzediyorsa, meziyet ve menkıbelerinde de durum aynıdır. Ken­disine has olanlar hariç, Hz. Peygamber’e verilmiş bulunan her mezi­yetten, mutlaka ümmetine de örnekler verilmiş bulunmaktadır. Bun­lar da, aynen teklifin umumîliği gibi genellik arzetmektedirler. Hatta Ibnu’l-Arabi’nin iddiasına […]

Daha fazla oku
Fiillerin Asl-i Maksadlar Üzerine Bina Edilmesi Hakkında

Kısaca diyebiliriz ki, amellerde ihlas, ancak nefsânî nazların atıl­ması ve onlardan tamamen arınılması ile mümkündür; ancak o ame­lin dinde sahih, sağlam ve Allah katında makbul ve kurtarıcı bir temel üzerine oturtulmuş olması şarttır. Fasit bir temel üzerine kurulmuş ise, tabiî ki bunun aksi olacaktır. Bu fasit temel üzerine kurulu hazlar-dan feragat edilmiş fiiller, çoğu kez […]

Daha fazla oku
Mükelleften güçlük ve sıkıntı kaldırılmıştır.

Fasıl: Mükelleften güçlük ve sıkıntı kaldırılmıştır. Bunun iki ge­rekçesi vardır. a) Mükellefin teklif yolunda ilerlemeden kesilmesi, ibadetleri sevmemesi ve yükümlülükten nefret etmesi endişesi. Bu ge­rekçenin altına, onun bedenine, aklına, malına ya da davra­nışlarına bir bozukluğun arız olabileceği endişesi de girebilir, b) Kula yönelik çeşitli yükümlülüklerin çok ve bir anda bulun­ması durumunda onları gereği gibi yerine […]

Daha fazla oku
Dinde Zorlama Yoktur

Şâri Teâlâ, getirdiği yükümlülüklerle kişilerin meşakkat ve sıkıntıya sokulmasını istememiştir. Buna şu hususlar delâlet eder: (1) Bu konuda gelen nasslara örnekler: “O peygamber, … onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir”[1] “Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibibize de ağır yük yükleme.Rabbimiz Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma.[2] Hadiste ise: (Kulun bu duası üzerine) Yüce Allah: “(Tamam öyle) […]

Daha fazla oku
Şeriatta Farklılık

Şeriatta farklılık bulunan hususlar, çoğu kez sadece mutlak olan ve belirli bir sınır konulmayan, aksine mükellefin değerlendirmesine bırakılan konularda bulunur.[1]Bu durumda her mükellef kendi kav­rayış ve değerlendirmesine göre sorumlu olur. Mesela, birisi böyle bir durumda şunu anlar, o onunla sorumlu olur; bir ikincisi onun anlayı­şından daha ileri gider, o da onunla sorumlu olur. Öbür taraftan […]

Daha fazla oku
Mertebeler her ne kadar farklılık gösterseler de, bu farklılıkların­dan aralarında bir zıdlık ve çelişki meydana gelmez.

Mertebeler her ne kadar farklılık gösterseler de, bu farklılıkların­dan aralarında bir zıdlık ve çelişki meydana gelmez. Şöyle ki mesela: ‘Falanca âlimdir” dediğimiz zaman, mutlak surette belirttiğimiz bu ifâdeden o kişinin ilim sıfatına sahip olduğunu bir şüpheye meydan vermeyecek şekilde belirtmiş oluruz. “Falanca, ilimde ondan üstün­dür” dediğimiz zaman ise, bu ifâdeyle ilim alanında ikincinin birinci­den daha […]

Daha fazla oku
Mutlak surette tahsînî ve hâcînin ihlâle uğraması durumunda,bundan zarurî de bir nevi etkilenebilir

a) Zarurî, hâcî ve tahsînî dikkate alma açısından farklı mertebe­lerde bulunmaktadırlar. Bunlar içerisinde zarurî olanlar en güçlüsü, sonra da sırasıyla hâcî ve tahsînî olanlar gelmektedir. Ancak bunlar birbirleriyle irtibat halindedirler. (Çünkü birbirlerini tamamlamak­tadırlar.) Bu durumda daha aşağı mertebede olan bir hususun iptali, bir üst derecede bulunan bir hususun iptaline bir cüret teşkil edecek ve onun […]

Daha fazla oku
Sünnete Muhalefette Sevap Ümidi Yoktur…

el-Mebsût isimli kitapta Yahya ibn Yahya’dan[1] nakledilmiştir; O, A’raftan ve A’raf ehlinden söz ettikten sonra bir âh çekti ve innâ lillah ve innâ ileyhi râcîûn deyip şöyle dedi: Bunlar öyle bir topluluktur ki iyilik yapmak için bir yol tutturmak isteyen fakat bunda isabet etmeyenlerdir. Yahya ibn Yahya’ya denildi ki: Ey Ebû Muhammed! Bununla beraber onların […]

Daha fazla oku
Bid’atlerin Kötülenmesi ve Bid’atçilerin Kötü Akıbetleri

  Akıllı bir kimsenin bid’atler üzerinde düşündüğü zaman onun kötü bir şey olduğunu bileceği gayet açıktır. Çünkü bid’atlere uymak demek, sırat-ı müstakimden çıkmak ve cehalette ileri gitmek demek­tir. Bunu hem aklî ve mantıki delillerle hem de genel şer’î ve nakli delillerle açıklamak mümkündür, Akli olarak bid’atın kötülüğünü ortaya koymaya gelince bunun çeşitli yönleri vardır: 1-Dünyanın […]

Daha fazla oku
Sırat-ı Müstakim’in Anlamı ve Bidatçilerin Sırat-ı Müstakim’den Ayrılmaları

    Bundan önce geçtiği üzere her bir grup ve topluluk doğru yol üzere olduğu iddiasındadır. İddialarına göre her bir grupdan başkası ana yoldan çıkmış ve ara yollara sapmıştır. Bu itibarla gruplar arasında “doğru yol” un tanımı ve açıklaması hususunda görüş ayrılığına düşülmüştür. O derecede ki meseleyi her tetkik eden bir müşkil ile karşılaşmıştır. En […]

Daha fazla oku