Kâfirlerin Dünya Hayatındaki İyiliklerinin Ahirette Karşılığı Yoktur

Kâfirin işleri, eğer akrabalık bağlarını gözetmek, yoksulun ihtiyacını kar­şılamak, darda kalmış olanın sıkıntısını gidermek gibi iyilik türlerinden olur­sa, bunların sevabını almaz ve ahirette bunlardan faydalanmaz. Şu kadar var ki, bu iyilikleri karşılığında ona dünyada ihsanda bulunulur. Bunun delili ise Müslim’in Âişe (r.anha’)’dan şöyle dediğine dair rivayetidir: Ey Allah’ın Rasûlü, dedim. İbn Cud’an, cahiliye döneminde akrabalık […]

Daha fazla oku
Rızık ve Rızkı Elde Etmenin Sebepleri

Ey İman edenleri Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun İçin bu yıl­larından sonra artık onlar Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer fakirlikten korkarsanız, Allah dilerse sizi yakında kendi lüfundan zenginleştirir. Şüphesiz Allah herşeyi bilendir, tam hü­küm ve hikmet sahibidir.(tevbe,28) ……….. Rızık ve Rızkı Elde Etmenin Sebepleri:   Bu âyet-i kerimede kalbin rızık hususunda sebeplere taalluk etmesinin ca­iz olduğuna […]

Daha fazla oku
Müşrikleri Öldürün” Emrinin Mahiyeti

  Yüce Allah’ın: “Artık o müşrikleri… öldürün” buyruğu, bütün müşrikler hakkında umumi olmakla birlikte sünnet, bunlar arasından daha önce el-Bakara Sûresi’nde (2/190. âyet 1. başlıkta) açıklaması geçtiği üzere kadın, ra­hip, çocuk ve benzeri kimseleri tahsis etmiş (bu genel hükmün dışında bı-rakmıştır. Nitekim yüce Allah kitap ehli hakkında da: “Cizye verinceye ka­dar…” (et-Tevbe, 9/29) diye buyurmaktadır. […]

Daha fazla oku
Yüce Allah’ın Kalpler Üzerindeki Tasarrufu

  Yüce Allah’ın; “Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer…” buyruğu ile ilgili olarak şöyle denilmiştir. Yüce Allah’ın bu nassı, O’nun, kulları hakkında küfrü ve imanı hükmetmiş olmakla birlikte, kâfir kişi ile kendisine yeri­ne getirmesini emretmiş olduğu iman arasına girip, bunun sonucunda kâfi­re iman etme kudretini vermediği takdirde o imanı kazanamayacağını, ak­sine, onun zıddı […]

Daha fazla oku
İnsanın Kalp’i Hakkı Ve Hakikati Kabul Etmeye Yetenekli Biçimde Yaratılmıştır

İmam Kurtubi şöyle der: “Allah Teâlâ, Ademoğullarının kalplerini, Hakkı ve hakikati kabul etmeye yetenekli bir biçimde yaratmıştır. Tıpkı, gözlerini ve kulaklarını, gö­rülen ve duyulan şeyleri algılamaya yetenekli olarak ya­ratmış olması gibi.. İşte bu nedenle kalp, adı geçen, Hakkı kabül etmek yeteneği ve istidadı üzere kalmaya devam ederse, Hakkı ve Gerçek Din olan İslâm’ı itiraf ve […]

Daha fazla oku
Arafe Gününün Fazileti

Arafe gününün fazileti muazzam, sevabı pek büyüktür. Allah o günde bü­yük günahları affeder, salih amelleri kat kat arttırır. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır: “Arafe günü oruç tutmak önceki senenin ve gelecek senenin günahlarına keffarettir.” Bu hadisi Müslim rivâyet etmiştir. Yine Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Duânın en faziletlisi Arafe gü­nü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediğimiz […]

Daha fazla oku
Arefe Günü Oruç Tutmak

İlim ehli kimseler, Arafat’ta bulunmayanlar için Arafe günü oruç tutmayı müstehab kabul etmişlerdir. -Lafız Tirmizî’ye ait olmak üzere- hadis imam­larının Ibn Abbas’tan rivayetlerine göre Peygamber (sav) Arafe’de orucunu açmıştır, Umm el-Fadll ona süt göndermiş ve o da bu sütü içmiştir.Tirmizî, bu lıasen sahih bir hadistir, demektedir. Ibn Ömer’den de şöyle dediğini rivayet etmektedirler: Peygamber (sav) […]

Daha fazla oku
Ululemrin Kimliği

Câbir b. Abdullah ile Mücahid der ki: “Emir sahipleri (ululemr)” denilen kimseler, Kur’ân ve ilim ehli olan kimselerdir. Mâlik (Allahın rahmeti üzeri­ne olsun)in tercihi de budur. ed-Dahhak’ın şu sözü de buna yakındır: Yü­ce Allah bununla, fukahayı ve din alimlerini kastetmektedir. Mücahid’den, bur-da sözü geçenlerin, özel olarak Peygamber (sav)’ın ashabı olduğunu söyledığî nakledilmiştir. İkrime’den ise, bununla […]

Daha fazla oku
Şirkin Mertebeleri Hakkındadır

Şunu bil ki, ilim adamlarımız (Allah onlar­dan razı olsun) şöyle demişlerdir; Şirkin üç mertebesi vardır ve hepsi de ha­ramdır. Şirkin esası, ulûhiyeünde Allah’ın ortağının bulunduğuna inanmak­tır. İşte en büyük şirk ve cahiliye şirki budur. Yüce Allah’ın: “Şüphesiz Al­lah, kendisine şirk koşulmasını mağfiret etmez. Ondan başkasını diledi­ğine bağışlar” (en-Nisa, 4/48) Buyruğunda kastedilen şirk de budur. Bundan […]

Daha fazla oku
Mevla ve Veli Lafızları Hakkındadır

Yüce Allah’ın: “Mevâlî” lafzı ile ilgili olarak şunu belirtelim ki, mevlâ laf­zı birkaç mana hakkında kullanılan müşterek bir lafındır. Azad edene de, edi­lene de mevlâ adı verilmiştir. el-Mevlâ el-Esteİ ve el-Mevlâ el-Âlâ da denilir. Yardımcı olan kimseye de mevla denilir. Nitekim yüce Allah’ın: “Ve çünkü kâ­firlerin ise mevlası yoktur.” (Muhammed, 47/11) buyruğunda olduğu gibi. Am­ca […]

Daha fazla oku