…Siyaset ve mülk, halk için (İlahî) bir kefalettir, Allah’ın kullardaki hilafetidir. Bu kefalet ve hilafetin maksadı ise, insanlar arasında ilahi ahkâmın icrâ ve tatbik edilmesidir. Şer‘î hükümlerin de şahitlik ettiği gibi Allah’ın halkı ve kullarıyla ilgili hükümleri ise, sırf hayırdır, (ferdî ve İçtimaî menfaat ve) maslahatlara riayet etmekten başka bir şey değildir. Şer kanunları ise […]
Kabilelerin mezellet içinde kalmalarını gerektiren borçların ve vergilerin meselesini de bu bölüme katmak icab etmektedir. Şüphesiz ki (ağır vergi, resim, haraç ve cizye gibi) borç altında bulunan kabileler, bu hususta mezellete razı olmadıkça söz- konusu vergileri elleriyle vermeyi kabullenmezler. Zira borç ve vergilerde haksızlık ve zillet vardır. İzzet-i nefs sahibi olanlar böyle bir yükün altına […]
Malum olsun ki, âlem (unsurlar âlemi) ve orada bulunan herşey gerek zatları gerekse ahvâli itibariyle olma ve bozulma (kevn ve fesad) halindedir. İmdi madenler, bitkiler, insanları da ihtiva eden hayvanlar (sınıfı) ile mükevvenâtın kevn ve fesâd vaziyetinde olduğu gözle görülmektedir. Aynı şekilde mükevvenâta, özellikle insanlığa ârız olan hâller de böyledir. İmdi ilimler doğmakta (gelişmekte, gerilemekte […]
‘Sözkonusu durum itibariyle kuruntu, en fazla israiloğullarında kök salmıştır. Zira soy şeceresi bakımından dünyadaki hanelerin en muazzamına sahip idiler: Çünkü Hz.İbrahim a.s’den,dinlerinin ve şeriatlarının sahibi olan Hz. Musa’ya gelinceye kadar bir çok nebi ve resul mevcud olagelmiştir.Bu haneye ikinci olarak da asabiyetle ve bu sayede Allah’ın kendilerine vermeyi vaad ettiği mülkle sahip olmuşlardı.Fakat daha sonra […]
Sahabe dinî ve şer‘î ahkâma tâbi olmuştur, buna rağmen bu durum onların metanetini eksiltmemiştir. Bilakis onlar insanların en metini idiler, denilmek suretiyle anlattıklarımız yadırganamaz ve reddedilemez. Çünkü Şâri‘den (s.a.) aldıkları kanunlara ve dinî hükümlere tabi olan müslümanlar, içlerindeki (manevî ve vicdanî bir) müeyyideye uyarak sözkonusu hükümleri uyguluyorlardı. Onlara okunan teşvik ve ikaz (terğib ve terhib) […]
0 Yorumlar