Kalbe yakînden, ruhtan ve melekten gelen düşünceler, Allah’ın hazinelerinden gelmektedir. Akıl, nefis ve şeytandan gelen düşünceler ise, yerin hazinelerinden gelmektedir. Bu konuda şöyle denmiştir: “Nefis yerden yaratılmıştır, toprakla ilgili özelliklere sahiptir. Bunun için toprağa meyleder. Ruh ise ruhanîdir; melekût aleminden yaratılmıştır, bunun için yükseğe (yüceliklere) meyleder ve orayla huzur bulur. Kalb ise, melekût hazinelerinden bir […]
I.* (…) Eğer sen “Şimdi herşeyin bir zorunluluk (cebr) altında bulunduğu belli olmuştur. Öyleyse Allah’ın sevap vermesi, azap etmesi, öfkelenmesi ve hoşnut olmasının manası nedir? Kendi yaptığından dolayı Allah nasıl öfkelenebilir?!” dersen; Bilmelisin ki, biz bunun ne anlama geldiğine “Şükür Kitabı”nda işaret etmiştik. Burada onu tekrarlayıp sözü uzatacak değiliz. Tevekkül halini doğuran şeyin, tevhid ile […]
Beşerin iradesi ve sair sıfatları mevcudatın hüsn kubh, büyüklük küçüklük gibi ahvalinden müteessir olduğu gibi sıfât-ı İlahiye müteessir olamaz. Sıfât-ı İlahiyeye göre hepsi mütesavidir.(İşarat-ül İ’caz[Y] – 148) ———- Evet Cenab-ı Hak, âlem-i kevn ü fesad denilen şu âlemde hüsün, kubh, nef’, zarar gibi zıdları, çok hikmetlere binaen karışık bir tarzda yaratmıştır. Hem de izhar-ı izzet […]
Bir hadis-i kudsîde “Kullarımdan bazısına fakirlik layık olur, eğer ona zenginlik versem hâli bozulur; bazı kullarıma da zenginlik layık olur, eğer onu fakır kılsam hâli bozulur” buyrulmuştur. Bu hadis yukarıda adı geçenlerin hepsini içine alır. Herkesin istidat ve kabiliyetine gerektirirse ona göre muamele olunur. Mesela Zeyd’in tavır ve fiilleri Amr’ın tavır ve fillerinden iyi ve […]
0 Yorumlar