Bismillahirrahmanirrahim Hem kâh oluyor ki, ef’âl-i uhreviyesini öyle bir tarzda zikreder ki, dünyevî nezâirlerini ihsas etsin, tâ istib’âd ve inkâra meydan kalmasın. Meselâ اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ ilâ ahir, ve اِذَا السَّمَاۤءُ انْفَطَرَتْ ilâ ahir, ve اِذَا السَّمَاۤءُ انْشَقَّتْ ilâ ahir. İşte, şu sûrelerde, kıyamet ve haşirdeki inkılâbât-ı azîmeyi ve tasarrufât-ı rububiyeti öyle […]
0 Yorumlar