Osman Nuri Küçük – Mevlana’ya Göre Manevi Gelişim ”Alıntılar”

Mevlânâ, insanın iç dünyasındaki iç huzursuzlukların çoğunun ihtiraslarından kaynaklandığına işaret eder. Uykunun, hırsı gidererek insanları rahatlattığını belîrten Mevlânâ, gecenin bu yüzden rahmet vesilesi olduğunu ifade eder.406 Mevlânâ, erken yaşlarda ıslâh edilmeyen hırsın, zaman geçip yaşlandıkça insanı daha elîm trajedilere sürükleyeceğini ve zavallı duruma düşüreceğini belirtir. Hırs-ı pîrînin insanı ne hâllere düşüreceğini vurgulamak amacıyla, yaptığı makyaja […]

Daha fazla oku
Kalbe Gelen Düşüncelerin Kaynağı

Kalbe yakînden, ruhtan ve melekten gelen düşünceler, Allah’ın hazinelerinden gelmektedir. Akıl, nefis ve şeytandan gelen düşünceler ise, yerin hazinelerinden gelmektedir. Bu konuda şöyle denmiştir: “Nefis yerden yaratılmıştır, toprakla ilgili özelliklere sahiptir. Bunun için toprağa meyleder. Ruh ise ruhanîdir; melekût aleminden yaratılmıştır, bunun için yükseğe (yüceliklere) meyleder ve orayla huzur bulur. Kalb ise, melekût hazinelerinden bir […]

Daha fazla oku
Simone Weil – Yerçekimi ve İnayet ‘Notlar’

Köklerini yitirmiş bir avuç Yahudi, tüm yerkürenin köksüzleşmesine neden oldu. Hıristiyanlıktaki payları, Hıristiyanlığı geçmişine göre kökünden kopmuş bir şey haline getirdi. Rönesans’ın yeniden kök salma girişimi başarısızlığa uğradı çünkü Hıristiyanlık karşıtı bir eğilimi taşıyordu. “Aydınlanma” girişimi, 1789, laiklik vb. gelişim yalanı yoluyla köksüzleşmeyi daha da artırdı. Ve köksüzleşen Avrupa dünyanın kalan kısmını sömürgeci fetihleriyle köksüzleştirdi. […]

Daha fazla oku
Felsefe-Bilimin Olmazsa Olmazı:Dil

1-Kavramlar ve onların seslendirilmiş ifâdesi sözler, kurumlaşmış ve oturmuş olmalıdır. Bunu bütün büyük dillerde görürüz. Örneğin insanlar Kur’ânda ne söylendiğini aradan bin üç yüz, bin dört yüz yıl geçmiş olmasına rağmen, anlayabiliyorlar. Arapca hâlâ konuşuluyor çünkü. Dilde kalıcılık önemlidir. Her dilde konuşma ile klasik yazı dili arasında farklar var. Babam, öğrenci olarak gittiği Almanyadan babasına […]

Daha fazla oku
Descartes’in ‘Düşünüyorum, o halde varım’ Sözü Hakkında

Bir “şey”in, “var olduğu”nun nasıl “ispat edileceği”, Grek- Latin-Kilise diyarındaki fikriyatın asli “mesele” lerinden bir tanesidir. Çünkü, bu diyarda “esas”ı itibariyle tesis edilemeyen “şey”in, “varolduğu”nun “ispat edilmesi” neticesinde “kimlik” kazanacağı zannedilir. Bu diyarın “düşünür”leri, “Tanrı”nın, “dış dünya”nın, “nesne”lerin, hatta “kendi”lerinin “var olduğu”nu ispat edebilmek için yüzyıllar boyunca gayret sarfetmiştir. Bu düşünürler, sözkonusu “mesele” itibariyle ya […]

Daha fazla oku
Mevlânâ’ya Göre Gönül/Zihin Kontrolünün Önemi

Mevlânâ’ya göre insanı değerli kılan; insanın asıl varlığını oluşturan rûhun bir yetisi olarak kabul edilen düşünce ve zihindir. Dolayısıyla in­sanın değerini belirleyen, onun düşüncesinin ne olduğudur. Bu konuda Mevlânâ şöyle der: “Ey birâder! Sen ancak o endişesin, o ruhtan ibaretsin. Geri kalan şeyin kemik ve deriden başka bir şey değildir.559 Eğer senin endişen gül ise, […]

Daha fazla oku
Erdemleri Korumanın 4 Yolu

Erdemleri korumanın  dört yolu vardır. Birincisi erdemli kimselere sıkıca tutunmaktır. Zira nefsnefin hayra ulaşmış, mutlu, Allah katından olan yetkinliğine yönelip pislik cihetinden yüz çevirmesi sağlığını korumakla olur. Bu da fazilet sahipleriyle bir arada olmakla, fazilet sahipleri ve talipleri gibi örnek alacağı kimselerle iç içe bulunmakla, erdem sahiplerinden doğ­ruluk kardeşleriyle ve hakikat ehlinden iyilik dostlarıyla birlikte olmakla, bunların […]

Daha fazla oku
Hakikati söyle, işine geleni eyle!

Düşüncenin sağlıklı bir biçimde dile getirilmesi, bizatihi dilin sağlıklı olmasını gerekli kılar. Sözcüklerin anlamı, kavramı ve yöntimi göz önünde bulundurulmaksızın yapılacak her konuşma, denilmek istenileni ortaya koymaktan çok, ortalığı karıştırmaya yarar. Sözcüklerin anlamıyla oynamak, kavramları gelişigüzel kullanmak, referanslarını sıkça değiştirmek, anlaşılmayı, anlaşmayı engeller; çünkü her bir durumda da anlam, elden kaçar. Öyle ki, düşünce hayatındaki […]

Daha fazla oku
Düşüncenin Derinlikleri

İnsanoğlunun eşyaya teması demek olan düşünce çok şekilli­dir. Varlığı akıl ile, duygu ile, sezgi ile, aşk ile, ihtiras ile ve mer­hamet ile tanıyış bilginin çeşitli şekilleri ve dereceleridir. Akıl, insanoğlunu dünyaya sultan yapan cevherdir. Akim ese­ri olan ilim, merhamete nazaran pek küçük bir şeydir. Belki de bir vehimdir. Görünmez olandan gelip yine görünmez olana giden […]

Daha fazla oku